7 Nisan 2010 Çarşamba

Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın MÜSİAD'ın Samsun Şubesi'nde 07.03.2010 tarihinde gerçekleştirdiği toplantıda sarf ettiği cümlelere karşılık bugün Türk Tabipleri Birliği ve Türk Diş Hekimleri Birliği İstanbul Tabip Odası'nda bir basın toplantısı düzenlediler.
Hekimlik mesleğinin geleceğini kaosa sürükleyen ülkenin demokratik hukuk ortamını engellemeye yönelik en hafif deyimiyle "saygısız" tutum izleyen sayın bakana 3 Mayıs ta İzmirden size gereken yanıt gelecektir.

Sağlık Bakanının, "Sizin mahkemeyle satış yaptığınız bir yer var mı arkadaşlar? Yapmayın Allah aşkına. Böyle bir şey olamaz yani. Onun için bu yollar çıkmaz yol. Ben sektöre bunları bilerek söylüyorum ki, gidin bu Birliklere laf anlatın yani. Bu gitmez bir yere. Bakın iki maddelik kanundur arkadaşlar, üç maddelik kanundur. Bir kanun yaparız deriz ki Eczacılar Birliği, Tabipler Birliği, Dişhekimleri Birliği'nin birlik kanunları iptal edilmiştir. Hadi bakayım Danıştay karar alsın da göreyim bakıyım. Hangi kararı alacağını ondan sonra göreyim bakayım ben''sözlerine karşılık yapılan basın toplantısına Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy, TTB Merkez Konsey Üyesi Dr. Ali Çerkezoğlu, Türk Diş Hekimleri Birliği üyeleri Dişhekimi Tarık İşmen, Dişhekimi Ali Gürlek ve Dişhekimi Bülent Öztürk katıldı.

iyihekimlik.org/31.03.2010

Sağlık 3 kat daha pahalı



Kamu hastaneleri kapasiteleri üzerinde çalışırken, sıra beklemekten yorgun düşen yurttaşlar özel hastaneleri tercih ediyorlar. Ancak bu tercih binlerce liralık faturaları beraberinde getiriyor.


AKP’nin sağlığı paralı hale getirmeyi amaçlayan dönüşüm programı, hedefine ulaştı. Yurttaşlar, sosyal güvencesi dahi olsa kamu hastanelerine gittiğinde de çeşitli ücretlerle karşılaşıyor. Kamu hastanelerinin ameliyat, MR, tomografi gibi işlemlerde 1-1.5 yıla dek sıra beklemek istemediklerinde, özel hastanelere gidiyor ve binlerce lira fatura ile karşılaşıyorlar. Sağlıktaki katkı payları, günde yaklaşık 2 dolarla geçinmeye çalışan yurttaşın gündeminden hiç düşmüyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Sağlık Harcamaları Raporu’nu yorumlayan uzmanlar, yurttaşın sağlık için cepten ödediği miktarın AKP döneminde yaklaşık 3 kat arttığını belirtiyorlar.

Sağlık Ocağı’na gittiğinde muayenesini olan ve ilacını yazdıran yurttaş, eczaneye gittiğinde, çeşitli ücretlerle karşılaşıyor. Doktorun voltaren ampul yazdığı hastaya, eczacı, “Bu ilacın eşdeğeri dikloron 2.88 lira. Ucuz olduğu için SGK bunu ödüyor. Voltaren 8.32 lira. Eğer onu almak istiyorsan farkını ödemek zorundasın” diyor.

Hasta doktorun yazdığı ilaca ayrıca katkı payı ödüyor. Bu fark ilaca göre değişiyor. Sağlık ocaklarındaki muyeneden, SGK’ye aktarılmak üzere alınan katkı payı olan 2 lira da eczanede kesilerek SGK’ye aktarılıyor. Bir kamu hastanesine giden yurttaş, burada muayene olduğu için yine eczaneye gittiğinde, bu kez, ilacın katkı payları yanı sıra 8 lira ücret ödüyor. Kişinin ameliyat olması gerektiğinde, eğer ortopedi ameliyatı oluyorsa, emekliler kullanılan malzemenin yüzde 10’unu, çalışanlar ise yüzde 20’sini ödüyor. Hastanede yatan hasta, eğer tedavisi için gerekli olan ilacı hastanede yoksa, ücretini kendisi ödeyerek ilacına ulaşabiliyor. Kamu hastanelerinde 1-1.5 yıl sonraya varan sürelerle verilen tomografi, MR randevuları, günde 1-2 dolarla geçinen yurttaşın bekleme listesini oluşturuyor. Beklemeyen yurttaşlar ise özel kuruluşlarda 700 TL’ye varan ücretler ödeyerek bu hizmete ulaşabiliyor.

Kamu hastanesinde ortopedi ve beyin cerrahisi bölümlerinde 6 ay beklemek zorunda kalan hastalar, kulak burun boğaz bölümünde 3-6 ay arasında, genel cerrahi bölümünde ise 1.5 aya kadar bekleyebiliyor. İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Hüseyin Demirdizen, beklemenin en önemli nedenlerinden birinin, hastanedeki malzeme eksiklikleri olduğunu belirterek, “SGK’nin kamuya geç ve eksik ödeme yapması nedeniyle malzeme alınamıyor. SGK önceki yıllara göre 2009 yılında, yüzde 20-30’a varan oranlarda kesintiyle kamuya ödeme yaptı” dedi.

Sağlık Hakkı Hareketi Derneği Başkanı Dr. Mustafa Sütlaş, özel hastanelerin faturaları şişirmek için tetkik yaptırma yöntemini kullandığını anlatarak “Sistemdeki aksaklıkların ve cepten ödemelerin arkasındaki amaç, herkesi Genel Sağlık Sigortası (GSS) üstüne ilave sigorta yaptırmaya yönlendirmek” diye konuştu. Dokuz Eylül Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Ata Soyer de, TÜİK’in sağlık harcamaları raporuna göre AKP döneminde cepten sağlık harcamalarının hem oran olarak, hem de miktar olarak patlama yaptığını gösterdiğini belirtti.

CUMHURİYET