Ergenlik
dönemi; çocukluk ve erişkinlik arasında yer alan biyolojik, psikolojik
ile fiziksel değişimlerin yaşandığı hızlı bir büyüme ve gelişme dönemi.
Genel olarak 12-19 yaş arasını kapsayan bu dönemde çocuk, yetişkin
olmaya adım atıyor, ardı ardına pek çok davranış ve rol deniyor, duygu
ile düşüncelerde karmaşıklık yaşıyor.
Bilimsel çalışmalar göre; başta depresyon olmak üzere birçok ruh
hastalığı ergenlik döneminde daha sık görülüyor. Bu dönemde ergenin
maruz kaldığı reddedici, tutarsız, denetimsiz anne baba tutumları,
psikiyatrik hastalıklar için önemli bir risk faktörünü oluşturuyor. Bu
nedenle ergenle doğru iletişim kurmak büyük önem taşıyor.
Anne babaların kullandıkları bazı cümlelerin ‘yarar’ yerine ‘zarar’
getirerek, iletişimin kesilmesine, yanı sıra ergende çeşitli ruhsal
hastalıkların ortaya çıkmasına neden olabildiğini belirten Çocuk ve
Ergen Psikiyatristi Dr. Özlem Şileli’ye göre bu noktada özellikle 6
cümle çok önemli. Dr. Şileli, anne babaların ergenle konuşurken asla
sarf etmemeleri gereken o cümleleri sıraladı:
ÇOCUĞUNUZA BU CÜMLELERİ ASLA SÖYLEMEYİN
1 -) Sen zaten hiçbir şeyi beceremezsin!
Ergen kimlik arayışı içindeyken zaman zaman yetersizlik duyguları
yaşayabiliyor. Bunu özgüven eksikliği olarak yorumlamamak gerekiyor.
İçinde bulunduğu dönem itibariyle zaten oldukça kırılgan olan ergene
karşı anne babanın söyleyeceği aşağılayıcı, küçümseyici her ifade hem
ergenin öfkesini artıracak, hem de kendisini yetersiz hissetmesine neden
olacaktır.
2-)Neden?
"Neden?" sorusuyla başlayan cümleler, suçlayıcı sözlerdir. Sıkıntısını
dile getiren bir ergene anne baba tarafından örneğin, "Sen neden o
saatte ordaydın?" şeklinde yöneltilen bir soru, ergende suçlandığı, ağır
düzeyde eleştirildiği, anlaşılmadığı hissi yaratabiliyor ve daha çok
içine kapanmasına yol açabiliyor. Bu nedenle ebeveynlerin "neden?"
sorusu yerine "ne? " sorusunu (ne oldu?, ne düşünüyorsun? vb.) sormaya
özen göstermeleri çok önemli.
3-) Sen daha ne yaşadın ki… Ben senin yaşındayken...
Böyle bir iletişim şekli ergene kendisini yetersiz ve çaresiz
hissettiriyor. Kendisini güçsüz hissetmesine neden olan bu ifadelere
maruz kalan ergen de anne babasına karşı öfkeli yanıtlar veriyor. Devam
eden bu iletişim tarzı ise ebeveyn çocuk ilişkisinin çatışmalı hale
gelmesine yol açabiliyor.
4-) Bu konuda böyle... davranmalısın!
Anne babanın öğüt verir tarzda konuşması, özerkliğini kazanmaya çalışan
ergenin öfkelenmesine ve daha savunmacı davranmasına neden oluyor.
Ebeveynlerin yol gösterici davranabilmeleri için ergenin mevcut sorun
hakkında duygu ve düşüncelerini ifade etmesini sağlamaları, onun
ihtiyaçlarını göz önüne alarak birlikte çözüm yolları üretmeleri daha
etkin bir iletişim tarzını oluşturuyor.
5) Biz senin her istediğini yaparız... Arkadaş gibiyiz...
Çalışmalara göre; hem aşırı izin verici hem de aşırı
kontrolcü/kısıtlayıcı anne baba tutumları; ergenin uyum sorunları, hatta
depresyon başta olmak üzere birtakım ruhsal hastalıklar yaşamasında
önemli rol oynuyor. Aşırı demokrat tutumlar genç tarafından
disiplinsizlik olarak algılanabiliyor. Denetilmeyen, üzerinde yaptırım
uygulanmayan ergen kendini boşlukta hissederek zarar verici eylemler
deneyebiliyor.
6) Bıktım senin hatalarından... Çocuk gibi davranıyorsun... Ne halin varsa gör...
Ebeveynler bu ve benzeri ifadeler kullandıklarında; öfkelerini, ergenin
davranışına değil bireysel olarak ergene yöneltmiş oluyorlar. Anne
babaların ergene karşı kullandıkları bu tarz söylemler, onun kendisini
reddedilmiş hissetmesine yol açıyor. Bu tarz iletişim biçimi süreklilik
gösterdiği takdirde, reddedilme duygusuyla baş edemeyen ergende, bir
takım duygusal ve davranım sorunları ortaya çıkabiliyor.
Alıntı:egedesonsöz.com