BU SON DURUM ASLINDA BEKLENEN BİR DURUMDU.ÜNİVERSİTELERDE KOLONOSKOPİ, ENDOSKOPİ , MR GİBİ GİRİŞİMLER İÇİN DIŞ MERKEZLERE , DEVLET HASTANELERİNE YÖNLENDİRMELER BAŞLAMIŞTI BİR SÜREDİR.TEK TEK TÜM ÜNİVERSİTE HASTANELERİ BU YOLA BAŞVURACAK ÇÜNKÜ PARALARI YOK BORÇLARI ÇOK...
Üniversite hastanelerinin son yıllarda ekonomik durumunun pek de iyi
olmadığı biliniyor. Bu durumun yönetimsel yetersizlik olduğu kadar SUT
fiyatlarının 7 yıl artmaması, Tam gün Yasasıyla öğretim üyesi kaybı,
hizmetin dışında ayrı bir eğitim ödeneği olmaması gibi sorunlar içerdiği
biliyor.
Geçtiğimiz yıl Başbakan Yardımcısı Ali Babacan,
Cerrahpaşa, Çapa, Hacettepe gibi borç batağındaki hastanelere ilişkin
çalışma başlatmış ve üniversitelerin arsa satışlarından elde ettiği
gelirin bir kısmını döner sermayeye aktararak borç ödemesinde
kullanacağını açıklamıştı.
Diğer taraftan ortak kullanım yani
afiliasyon yapılan üniversite hastane sayısı da artıyor. Bakanlıkla
ortak kullanılan üniversite hastane sayısı bu yıl 19 oldu.
3 üniversite ile anlaşma imzalandı
Sosyal
Güvenlik Kurumu bu durumla ilgili olarak 2015 yılında 3 üniversite ile
global bütçe anlaşması imzaladı. Ankara Üniversitesi, Hacettepe ve Dicle
Üniversitesi ile yapılan anlaşmaya göre bu kurumlara global bütçe
anlaşması çerçevesinde sabit ödeme yapılacak. SGK yetkililerinden alınan
bilgiye göre diğer üniversitelerden de global anlaşma yapılması için
SGK’ya teklifler geliyor. SGK ise teklif gelen üniversitelerin finansal
analizini yapıyor. 2016’da global bütçe anlaşması yapılan üniversite
hastane sayısının artacağı öngörülüyor.
Çözüm olacak mı?
Erciyes
Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastaneleri Başhekimi Prof. Dr. Kudret Doğru
ise global bütçe anlaşmasının üniversite hastanelerinin finansal
sorunlarını çözebilmesi için ‘geliştirilmesi’ gerektiğini iddia ediyor.
Türkiye’de
artan sağlık ve personel giderlerinin her geçen yıl finansman sorunu
oluşturduğunun anlaşılabilir bir durumda olduğunu belirten
Prof.Dr.Doğru, ancak Maliye Bakanlığı ve SGK’nın, sağlık ve personel
giderlerindeki finansman sorunlarının faturasının kayda değer kısmını
üniversite hastanelerine kestiğini belirtiyor.
‘Borç üniversitelerin değil SGK’nın borcu’
Son
5 yılda üniversite hastanelerinin gelir gider dengelerine bakıldığında
“kısır bir döngünün” oluştuğunu, işlem sayılarını artırdıkça gider
oranının daha da arttığını, tüm gelirlerinin giderleri karşılama
oranlarının %85-90 olduğunu belirten Prof.Dr.Doğru ‘Bu oran ölçülebilir
ve reel bir orandır. Sağlık hizmetlerin neredeyse tamamını Sosyal
Güvenlik Kurumu hastalarına veren üniversite hastanelerinin birikmiş
borçları aslına bakılırsa SGK’nın borcudur ve uyguladığı fiyat
politikalarının eseridir. Bu durumda üniversite hastanelerinin kapsamlı
sağlık hizmetlerini sürdürmesi ve finansmanında rolleri
değerlendirilerek yeni fiyatlandırma politikası ile açılım yapılmasına
ihtiyaç vardır. Bu açılım ile SGK ile önceden yapılmış olan protokol
yeniden değerlendirilmeli ve yeni ‘Götürü Bütçeleme’ modeli
geliştirilmelidir’ görüşünü savunuyor.
Gelirler giderleri karşılamıyor
Üniversite
Hastanelerinin sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliğinin asgari
gerekleri ve “Götürü Bütçe” uygulaması konusunda Sosyal Güvenlik Kurumu
ile her türlü paylaşıma hazır olduğunu da belirten Prof. Dr. Kudret
Doğru, üniversite hastanelerinin Maliye Bakanlığı ve SGK’nın uyguladığı
personel ve fiyat politikaları sürecinde ekonomik olarak sırayla
batmaları, süreç içerisinde borçlarının sürekli artmasının nedeni
gelirlerinin giderleri karşılama oranının 0.85-0.90 düzeyinde olmasından
kaynaklandığını belirtirken ‘Ülkemizin 3. basamak gelişmiş sağlık
hizmeti veren ve son nokta konumunda referans kurumlarının son 5 yıl
içinde bu hale gelmeleri, buralardan hizmet alan hastalarımızı ve o
bölgede yaşayan halkımızın sağlığını da riske atmaktadır’ uyarısında
bulunuyor.
Götürü bütçe için uyarılar
Prof. Dr. Doğru “Götürü Bütçe” uygulamasının Üniversite Hastaneleri açısından “olmazsa olmazları” olarak ise şunları sıralıyor;
a)
Üniversite Hastanelerinde verilen sağlık hizmetlerinin kapsam ve
farklılığı nedeniyle günümüz şartlarında SUT fiyatları ve kuralları ile
verilemeyeceği,
b) Götürü Bedel Sözleşmesi, ayakta ve yatarak tedavi toplamı veya ayrı ayrı olmak üzere yapılmalı,
c)
“Götürü Bütçe” modelinde son 5 yıldaki gelirlerin giderleri karşılama
oranının dikkate alınmasının ve bir yıl önceki bütçesinin en az 1.15
çarpanı ile yıllık götürü bütçeleme yapılmasının gerekliliği,
d)
Tıbbi malzeme ve ilaç alımları konusunda üniversite hastanelerini
rahatlatmak amacıyla, SGK’nın, firmalarla çerçeve anlaşması sağlaması ve
yayınlayacağı ürün ve tedarikçi listesiyle, üniversite hastaneleri bu
anlaşma üzerinden sipariş vererek tıbbi malzeme ve ilaç temin etmesinin
sağlanması,
e) Bulundukları bölgenin tüm komplike hastalarının
tedavi edildiği son durak olma konumundaki üniversite hastanelerinin
götürü bütçeleme üzerinden en azından bir bölümünü Teşhisle ilişkili
gruplar (DRG) odaklı almasının sağlanması,
f) Yeni “götürü
Bütçe” modelinde sunulan hizmetin kalitesini de dikkate almak üzere,
otelcilik ve tıbbi tedavi hizmet sonuçlarını gösterir kalite
göstergelerinin göz önünde bulundurulması,
g) Üniversite
hastanelerinin personel istihdam maliyetinin her yıl maaş artışlarının
göz önünde bulundurulmasının gerekliliği, fatura gönderen diğer
hastanelerden farklı olarak, yatak başına düşen asistan, yan dal
asistanı, öğretim üye ve görevlisi sayısı ve diğer personel sayısı
bakımından daha maliyetli olduğu,
h) Üniversite hastaneleri
hizmetlerini son teknoloji cihazlarla vermek durumundadır. Bu nedenle
yeni “global bütçe” modeli cihaz ve teknoloji yenileme maliyetini de ön
görmelidir.
i) Bina bakım onarım ve nitelikli yatak sağlama giderleri yeni “götürü bütçe” modelinde göz önünde bulundurulmalıdır.
j)
Üniversite Hastanelerinden kesilen % 1 hazine payının tamamen
kaldırılması veya yeni “götürü bütçe” modelinde dikkate alınmasının
gerekliliği,
k) Üniversite Hastanelerinden kesilen % 5 BAP
payının tamamen kaldırılması veya yeni “götürü bütçe” modelinde dikkate
alınmasının gerekliliği,
l) Tıbbi atık, enfeksiyon önleme
giderleri ve çamaşır yükü gibi maliyetlerinde yeni “götürü bütçe”
modelinde düşünülmesi gerekliliği,
m) Kapasite artırımı, yeni
ünitelerin açılması, yatak sayılarının artması, işlem sayılarının
yükselmesi durumunda götürü bütçelemede ara ve yılsonu ek kaynak
sağlanmasının gerekliliği,
n) İş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının da yeni “götürü bütçe” modelinde düşünülmesinin gerekliliği,
o) Eğitim giderlerinin de yeni “götürü bütçe” modelinde göz önünde bulundurulmasının gerekliliği,
p)
Kamu kurumlarında ek ödemelerin farklı oranlarda dağıtılması personel
memnuniyeti ve çalışma barışını bozmaktadır. Ek ödeme dağıtım oranı Kamu
Hastaneleri Kurumunda gelirlerin ortalama %36’sı iken bu oran
üniversite hastanelerinde %22’i civarındadır. Daha düşük ek ödeme, daha
yüksek iş yükü nedeniyle üniversite hastanelerinden personel kaçışının
önünün alınması için üniversite hastanelerinin ek ödeme dağıtım
oranlarını artırması gerekmektedir. Yeni “götürü bütçe” modelinde gelir
gider dengesinin sağlanması bu alanda da personel memnuniyetini
artıracaktır.
q) Üniversite hastanelerinin mevcuttaki borçları
SGK hastalarına hizmet verdiği için oluşmuştur. Bu nedenle üniversite
hastanelerinin birikmiş borçlarını da eritecek bir bütçeleme düşüncesi
olmalıdır.
Üniversite hastaneleri kar amaçlı kuruluşlar değil
Bu
uyarıların dikkate alınması durumunda, üniversite hastanelerinin
mevcutta içinde bulunduğu kısır döngüden hızla çıkacağını da belirten
Prof. Dr. Kudret Doğru ‘Bu uygulama yalnızca sağlık hizmetlerinde önemli
role sahip üniversite hastanelerinin finansal problemlerini çözmekle
kalmayacak, aynı zamanda hızlı, zamanında ve uygun endikasyonunda
tedavilerin gerçekleştirmesiyle de SGK tedavi giderlerinin zaman içinde
azalmasına katkı sağlayacaktır. Üniversite Hastanelerinin kar amaçlı
kurumlar olmadığı akılda tutulmalıdır. Merkezi politikalar nedeniyle
tasarruf edelim derken zor duruma düşürülmüşler, adeta kaş yaralım
derken göz çıkarılma durumu oluşmuştur. Üniversite hastaneleri eğitim ve
kapsamlı sağlık hizmeti verirken kar ve zarar hesabı yapamazlar.
Üniversite hastaneleri her başvuran hastaya cevap vermek, en son
teknoloji ve imkânlar ile bunu yapmak durumundadır. Bunu yaparken
maliyeti ne olursa olsun SGK tarafından finansmanı sağlanan hastalara
hizmet vermek durumunda olduğu unutulmamalıdır’ dedi.
Alıntı:medimagazin.com