23 Ekim 2017 Pazartesi

Sosyal Medya ve Gelecekte Sağlık

Uzman Dr. Chiang’ın ağzından, sosyal medya kullanımı ve halk sağlığı ile ilgili yazısını yayınlayalım istedik.Kendisi gelecekte sağlıkta söz sahibi olacak kişilerin başında gelmekte:

#HCSM: Halk Sağlığını Nasıl Etkiler?
Dr. Austin Chiang
Sosyal medyanın bugünki kullanım yaygınlığına bakıldığında halk sağlığı için de kullanılmaya başlaması şaşırtıcı değil. Sosyal medyanın, sağlık konusunda farkındalığı arttırmasıyla kapasitesi oldukça ileri bir seviyeye taşındı. Sosyal medya eşi benzeri olmayan uygulamalarıyla acil sağlık ve salgın takibi de dahil birçok halk sağlığı konusunu yakından etkiliyor. İşte halk sağlığı üzerinde medyanın oluşturduğu büyük etkilerden bazıları.

1. Sosyal medya yoluyla grip takibi
Yapılan çalışmalar, sosyal medyanın diğer grip takip sistemlerinden çok daha fazla işe yaradığını gösteriyor. Pensilvanya Üniversitesi’nden araştırmacılar, New England Journal of Medicine (NEJM)’de yayınladıkları bir makalede, belli bölgeye yönelik acil aşılandırma gerektiğine dair tweetlerin, aşı farkındalığını diğer kanallardan daha fazla arttırdığını söylüyor. Aynı zamanda kamuya mal olmuş ünlü kişilerin tweet ya da haberlerinin kamu üzerinde daha fazla etki oluşturduğu biliniyor, mesela Rihanna’nın grip hakkında attığı tweetle grip aramalarının tavan yaptığı bir çalışmada gösteriliyor.
Araştırmacılar, ayrıca 2009 H1N1 domuz gribi aşısına dair twitter görüşlerini incelediğinde, olumlu ya da olumsuz düşüncelerin coğrafi olarak kümelendiğini, yani sürü güdüsüyle hareket edildiğini gösterdi. Bu sonuç, medyanın etkilerini anlamada ve bu boşlukların doldurulmasına dair geliştirilecek politikalarda ipuçları verebilir.

2. Sosyal medya yoluyla davranış geliştirme
Hastalar, avukatlar ve ilaç-tıbbi cihaz şirketleri halka aynı mesajı gönderebilmek için sosyal medyayı kullanırlar.  “Dove Evrimi" kampanyası sosyal medyada hızla yayılmış ve magazin kapaklarının ve reklamların nasıl gerçekçi olmayan bir güzellik anlayışı yarattıklarını gözler önüne sermiştir. Tahmin edileceği gibi, diğer gruplar da sosyal medyayı göğüs kanserinden, doğum kontrol politikalarına ya da sigara bırakmaya kadar pek çok konuda farkındalık uyandırmak ve bilgilendirmek amacıyla kullanmıştır.
İnsanlar halka açık bir ortamda düşüncelerini ifade ettiklerinde potansiyel olarak halk sağlığı için bir tehdit oluşturabilir. Mesela kamuya mal olmuş ünlü kişiler tarafından aşılandırma karşıtı bir hareket uzun süredir devam ediyor ve halk sağlığı uzmanları arasında alarma sebep oluyor. Daha da endişelendirici olan şu ki, bu kişisel görüşler sınırlar ötesindeki başka ülkelere kadar hızla ve kolaylıkla yayılabiliyor. Bir çalışma gösteriyor ki, Avrupa’da 2013 yılında sosyal medya etkisi yüzünden 26 bin kızamık vakası gerçekleşti.

3. Acil yardım ve Ushahidi
Ushahidi, Mogadishu tarafından 2010 Haiti depreminde acil yardım için kilit bir rolü olan sosyal medya platformuydu. Haiti’de mobil hizmet sağlayıcıları bu sosyal medya platformuna erişimi açtı ve acil durumlarda(yangın, kayıp insanlar, kirlenmiş sular, enfeksiyon hastalıkları, besin kıtlığı, hırsızlık, kapalı yollar, seller vb. ) yardım için diğerleriyle bağlantı kurulabilmesini sağladı. GPS ile yer tespiti aynı zamanda organizasyonların ihtiyaç bölgelerine ulaşımını kolaylaştırdı. Aynı zamanda Haiti depremi gerçekleştiğinde 1.4 milyon düzeltme ile şu ana kadarki en detaylı harita biçimlendirilmiş oldu. Aynı zamanda bir mobil hizmet sağlayıcısı, kolera salgın takip sistemiyle 630 bin Haitili insanın yer değiştirmesinin ve salgından kurtulmasının sağlandığını söyledi.

4. Twitter’daki tıbbi makaleler
Twitter’da tıbbi ve bilimsel makalelerin ne kadar yayınlandığıyla ilgili çalışmalar bulunuyor. Bulgulara göre etkili yayınlar olan Nature, Science, NEJM and The Lancet degilerinin de dahil olduğu 4 bine yakın tıbbi ve bilimsel derginin Twitter hesabı bulunuyor. Mesela 2010-2012 yılları arasında yayımlanan 1.4 milyon akademik makalenin yüzde 9 buçuk kadarı Twitter’da yayımlandı. Örneğin NEJM, çalışmaların neredeyse yarısına Twitter sayfasında da yer verdi.   
Bununla birlikte, Twitter'deki popülerlik, bu makalelerin çok sık atıf aldığını veya içeriğinin bilimsel olarak çok sağlam olduğunu doğrudan yansıtmıyor. Aslında, popüler çalışmalar daha çok güncel olaylarla ilgili oluyor. Mesela, en çok tweet edilen çalışma, PNAS'tan Fukuşima felaketi ve nükleer bulaşma ile ilgili bildiriler olarak görünüyor. Benzer bir şekilde, daha fazla tweet atılan dergilerin daha iyi, daha güvenilir olması da gerekmiyor.

5. Bir araştırma aracı olarak sosyal medya
Daha önce de belirtildiği gibi, sosyal medya içeriği grip salgınlarını izlemek ve antibiyotiklerle ilgili yanlış anlamaları vurgulamak için kullanılmıştır. Birçok araştırmacı, hem insanlara doğrudan sorular sormak, anketler düzenlemek yoluyla hem de genel olarak tweetlerin içeriğini analiz ederek sosyal medyayı bir veri kaynağı olarak kullanabiliyor. Sosyal medya bir veri kaynağı olarak daha fazla tanınmaya başlandıkça, Twitter’ın kendisinin de sağladığı metrik ölçümler, analiz yapan uygulamalar geliştirildi. Tıbbın bilimsel odağının yanı sıra, hikayeleştirmenin, kendi hastalığını ve mücadelesini anlatmanın sosyal medyada nasıl etki oluşturduğu gibi sosyal odaklı araştırmalarda da kullanılıyor, bu konuda özellikle kanserden kurtulanların hikayelerini anlatarak nasıl diğerlerini etkileyebildiğini araştırmak için dilbilim çalışmaları da yapılıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Her türlü yorumlarınız...