BURGER KING'TEN BAKTERİLİ ETLER KARŞINIZDA.....SÜT TOZUNDA KANSEROJEN...

BU YAZIYI OKUYUN...BİR DE 'FOOD INC.' İSİMLİ (TÜRKÇESİ GIDA A.Ş.) A.B.D. YAPIMI BELGESELİ İZLEYİN.GERÇEKTEN BU TÜR ÜRETİM YAPAN FİRMALAR ; SADECE KAR AMACI GÜDEN, İNSAN SAĞLIĞINI HİÇE SAYAN , TAMAMEN KAPİTALİST FİRMALARDIR.BELGESELDE HERŞEY TÜM AÇIKLIĞI İLE ANLATILIYOR.TÜM BESİNLER HORMONLU , MİKROPLU VE SAĞLIĞA ZARARLI..

Daha önce 'GIDA A.Ş.' isimli belgesel NTV'de de yayınlanmıştı.Tanıtımı için gerekli link:
http://www.ntvmsnbc.com/id/25115448/

İndirmek için linkler:
http://hotfile.com/dl/59504514/04b8b1e/Gida.AS.TVRip.TR.part1.rar.html
http://hotfile.com/dl/59504523/38aeae3/Gida.AS.TVRip.TR.part2.rar.html
http://hotfile.com/dl/59504545/8451df4/Gida.AS.TVRip.TR.part3.rar.html

NOT:linkler alıntıdır..tekpaylas.com

internette birçok yerde de online olarak izlenebilir...

BU BELGESELİN NE KADAR GERÇEK OLDUĞUNUN KANITI..ARTIK BU TERÖRE DUR DEMELİYİZ..



Tarım Bakanlığı’nın, Türkiye genelinde denetlediği sağlığa zararlı ürünler tespit ettiği 1171 firmadan birinin Burger King olduğu ve şirkete ait 160 bin hambur etinin akıbetinin araştırıldığı öğrenildi.

Tarım Bakanı Mehdi Eker’in ‘olur’ imzasını koyduğu ve üzerinde “GİZLİ” mührü bulunan “TEF.2010.000.702.01/2010-128/2233” sayılı Teftiş Kurulu Başkanlığı raporunda, dünyaca ünlü hamburger satış firması Burger King’i işleten firmalar hakkında gerçeğe aykırı bilgiler vermekle ilgili suçlamalar yapılıyor.

Bu konuda soruşturma açıldığı, sonuçlandığı ve söz konusu firmalar hakkında cezai yaptırım uygulanacağı, hatta vergi kaçırıldığı ve buna göz yuman kamu görevlilerine çeşitli cezalar verilmesi talep ediliyor.

Burger King’i işleten şirketlerin bu yılın nisan ayında, et alımı yaptığı firmalardan biri olan T.T. Gıda Turizm, İnşaat, Petrol Kimya Taşımacılık Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. ile sözleşmesini birdenbire fesh etmesi ile başlıyor.


Franchise olarak Burger King’i işleten TAB Gıda San. Tic. A.Ş. ve anadepo vazifesi üstlenen Fasdat Gıda Dağıtım San. Tic. Aş, et tedarikçisi TT Gıda ile anlaşmasını fesh ettiğini maille bildiriyor. Sebep olarak da, “Ürünlerinizde salmonella ve listeria virüsüne rastlanmıştır” deniyor. Söz konusu mail firma sahipleri Y. Selim Göncüoğlu ile Selçuk Göncüoğlu’na ulaştırılıyor. Firma yetkilileri, bunun üzerine, sadece Burger King’e değil diğer firmalara da verdikleri et satımını durduruyorlar ve Erzurum’daki üretim tesislerinde dezenfekte işlemlerine başlıyorlar.

Bu arada, ürünlerinden aldıkları numuneleri hem özel hem de Hıfzıssıhha kuruluşlarında incelettiriyorlar. Ancak ürünlerinde salmonella ve de herhangi bir tehlikeli virüs bulunmadığına dair raporlar alıyorlar. Üretimlerini ve satışlarını durdurduğu için yüzbinlerce lira zarara uğrayan firma bu sefer sattıkları ve kendilerine geri verilmeyen 160 bin adet hamburger etinin peşine düşüyor.

Ellerinde ‘temiz’ raporları ile aklanma derdine düşen firma sahipleri, bu şirketlere başvurduklarında, “Etleriniz imha edilmek üzere gönderildi” cevabı alıyor. Burada ise yetkililerin akıllara şu soru takılıyor; TT Gıda’nın 160 bin adet hamburger eti temizse hastalık tesbit edilerek imhaya gönderildiği belirtilen etler kime ait?

Taraf gazetesinin haberine göre tam bu sırada TT Gıda sahiplerine, Fasdat içerisindeki bazı kişiler tarafından “Sizin etler piyasaya sürüldü” iddiaları ulaştırılıyor.

İddialara cevap arayan yetkililer, nerede imha edildiğini soruyorlar, cevap olarak kendilerine, Balıkesir’de kurulu “Zeybek Katı Atık Yönetimi Taah. Ltd. Şti.” firmasının adresi veriliyor. TT Gıda yetkilileri, bu sefer Zeybek Katı Atık firmasının peşine düşüyor ve söz konusu adreste böyle bir firma olmadığı bilgisine ulaşıyor. Başka adrese taşındığı tesbit edilen firmanın bu sefer de atık bertaraf etme yetkisinin bulunmadığı öğreniliyor.

Bu arada, önceleri “imha edildi” denilen etlerle ilgili ilginç bir gelişme daha yaşanıyor. Hastalıklı etlerin imha edilmediği, imha edecek şirket tarafından Bursa Karacabey’de bulunan Madımak Kangal Köpeği Üretim Yetiştirme ve Koruma Merkezi’ne verilerek burada köpeklere yedirildiği belirleniyor.

Bunun üzerine TT Gıda yetkilileri, gelişmeleri içeren bir dilekçe ile Tarım Bakanlığı’na şikâyette bulunuyor.

Tarım Bakanlığı da iddiaları ciddiye alarak 21.06.2010 tarih ve 2010-128/1877 sayılı yazı ile Başmüfettiş Süleyman Çambaşı’yı bu işi soruşturmakla görevlendiriyor.

Olayı soruşturan Başmüfettiş Çambaşı, bir süre sonra, Tarım Bakanı Mehdi Eker’in onayına sunulmak üzere “TEF.2010.000.702.01/2010- 128/2233” sayılı bir sonuç rapor hazırlıyor.

Söz konusu rapor hastalıklı etlerin nerede olduğunun bilinmediğini, piyasaya verilmiş olabileceği şüphesi bulunduğunu belirtiyor ve hem firmalar hakkında hem de sahte evraklar düzenleyerek buna göz yuman kamu görevlileri hakkında cezai işlem yapılmasını istiyor.

Raporda, “TT Gıda yetkilileri ile Tarım Bakanlığı’nın görevlendirdiği Veteriner Hekim Aynur Arslan Toksoy ve Hülya Dönmez İpçi, Fasdat Gıda Dağıtım Şirketi’ne giderek numune almak istemişlerdir. Ancak söz konusu firmanın görevlileri, görevli gelen bu kişileri içeri sokmamış, tartışma yaşanmıştır. Burada tutulan tutanağa ‘...ürünler imha edilmek üzere Zeybek Katı Atık Yönetimi’ne gönderilmiştir’ ibaresinin konulduğu görülmüştür. Ancak sonra bu ibarenin ‘sehven’ yazıldığı tespit edilmiştir” deniyor.

VETERİNER HEKİMLERE CEZA TALEBİ


Raporda, bu ‘sehven’ durumundan dolayı Hülya Dönmez İpçi ve Aynur Arslan Toksoy’un cezalandırılması da talep ediliyor. Ayrıca raporda etlerin imha edildiğine dair geriye dönük evrak düzenlendiği de kaydediliyor.

Bu arada, hastalıklı etlerin imha edildiğine dair adı verilen Zeybek Katı Atık Yönetimi’nin adresi Tarım Bakanlığı tarafından da soruşturuluyor. Bakanlık “Adnan Menderes Mah. Aydınevler Sitesi A/Blok Kat: 1 Daire: 1, Balıkesir” adresinde böyle bir firmanın olmadığını tesbit ediyor. Daha sonra bu etlerin bir hayvan barınağına gönderildiği ve buradaki hayvanlara yedirildiği bilgisi veriliyor. Bununla ilgili olarak da raporda, “Köpek yetiştirme merkezine 05.05.2010 tarihinde 11.195 kg ve 29.06.2010 tarihinde 430 kg olmak üzere iki parti halinde et teslim edildiği” vurgusu yapılıyor.

HAYVANLAR YESE BİLE TEHLİKELİ


Raporda şu ürpertici bilgi de yer alıyor: “Diğer taraftan, Kocaeli İl Tarım Müdürlüğü elemanlarınca tanzim edilen bilgilendirme raporunda, belirtilen ürünlerin analiz sonucunda listeria monositogenesis ve salmonella spp virüsleri tespit edilmiştir. Bu hastalıkların zoonoz karakterli olduğu kesindir. Bu da hem insanlarda hem de hayvanlarda hastalık yapmaktadır. Bu sakıncalı ürünlerin yedirilmesi tehlikelidir.”

Dosyaya ek olarak sunulan “EK:24/1.1” sayılı ve Hay.Sağ.Şb.Mdr. Erdingç İçigen, Veteriner Hekim Ceyhun Arabacı, Veteriner Hekim Mehmet Akdoğan imzalı belgede de hayvanlara yedirilen hastalıklı etlerle ilgili olarak şu uyarı yer alıyor: “Listeria monositogenesis ve salmonella spp etkenlerini taşıyan etlerin köpeklerde tüketilmesi sakıncalıdır.”

Söz konusu belgede, bu kadar miktardaki etlerin iki aylık sürede yaklaşık 55 hayvan tarafından tüketilemeyeceği bilgisi de veriliyor.

Raporda buna da işaret ediliyor ve “63 gün içerisinde hayvan barınağında ancak 3213 kg azami et tüketilebileceği” belirtiliyor.

İmha edilmesi gereken 160 bin porsiyon hamburger eti ise 12 tonu buluyor. Yani hastalıklı virüs taşıyan 9 ton hamburger etinin nerede olduğunun bilinmediği vurgusu yapılıyor.

Tarım Bakanlığı yetkilisi, bu hastalıklı etlerin piyasaya verilmiş olabileceği şüphesinin bulunduğunu söylüyor.

Başmüfettiş Süleyman Çambaşı tarafından düzenlenen “20.07.2010 tarih ve 94-2010/5 sayılı Disiplin Raporu”nun beşinci sayfasında imha edildiği ileri sürülen etlerle ilgili hiçbir bulguya rastlanmadığı belirtiliyor ve şu ifade konuluyor:

“PİYASAYA SÜRÜLDÜĞÜNÜN TESPİTİ...”

“Gebze Cumhuriyet Savcılığı’nın incelemesi sonrası, insan sağlığına zararlı bu ürünlerin piyasaya sürüldüğünün tespiti halinde 5179 Sayılı Kanun’da belirtilen cezai müeyyidelerin Kocaeli İl Tarım Müdürlüğü’nce uygulanması gerektiği...”

Sonuçta Tarım Bakanı Mehdi Eker’in önüne konulan bu rapor, 22 Temmuz 2010 itibariyle imzadan geçiyor. Bakan’ın imzasıyla böylece sözkonusu firmalar ve süreçte adı geçen bazı kamu görevlileri hakkında cezai işlem yapılmasını öngören süreç başlıyor. Özellikle atık firması Zeybek hakkında “etlerin nerede olduğu” yolunda üç koldan soruşturma başlatılması isteniyor.

VERGİ KAÇAKÇILIĞI İDDİASI


Firmalar hakkında Maliye Bakanlığı’na da bilgilendirme yazısı gönderen Tarım Bakanlığı Başmüfettişi, “Böyle bir adreste katı atık tesisi bulunmamasına rağmen buraya fatura kesen firmaların vergi kaçakçılığı” yaptığını da vurguluyor. Raporda ayrıca etlerin imha edilmesine yönelik olarak geriye dönük evrak tanzim edildiği de ısrarla vurgulanıyor. Bunun da “evrakta sahtecilik ve devleti aldatma” suçu kapsamına girdiği ifadeleri yer alıyor.

Tarım Bakanlığı hukukçuları, 5179 sayılı Gıda Kanunu’nun 29. maddesi (ı) bendi ve 8. maddesine göre, cezanın porsiyon başına uygulanacağını, porsiyon başı da 5-20 bin lira arasında bir meblağın söz konusu olduğunu belirtiyor. Bu da söz konusu firmalar için yaklaşık 3 milyar 200 milyon liralık bir ceza anlamına geliyor. Ayrıca bu firma yetkilileri hakkında ceza davaları açılabileceği ve 3-6 ay arasında hapis cezası istenebileceği ifade ediliyor.

Burger King’in lojistik firmalarından Fasdat Gıda’dan yapılan açıklamada, gıda sağlığına büyük önem verdikleri ve sözkonusu etlerin imha edildiği belirtiliyor. Fasdat’tan yapılan açıklamada şu ifadeler yer alıyor:

“Fasdat Gıda’ya yönelik asılsız iddialar içeren ‘et imhasına’ ilişkin 17 Eylül 2010 tarihli görüşmelerimize istinaden açıklamamızı aşağıda bilginize sunarız.

Fasdat Gıda olarak, büyük önem verdiğimiz ve 15 yıllık geçmişimizde örneğine rastlanmamış böylesi bir konuyla töhmet altında bırakılmış olmaktan büyük üzüntü duymaktayız. Hazır gıda hizmeti veren kuruluşlara gıda tedariki zinciri hizmeti veren Fasdat Gıda sahip olduğu standartlarla, hizmet kalitesinin tüm aşamalarını standartlaştırmış ve güvence altına almış bir kurumdur. Fasdat olarak üretim standartlarına büyük önem vermekteyiz.

Aracı olarak çalıştığımız markalar için ürün tedarik ettiğimiz üretici firmalar, Türk Gıda Kodeksi’ne uygun üretim yapmakta ve bu standartlarda ürünleri tarafımıza sunmakla yükümlü firmalardır.

Fasdat olarak Nisan 2010’da TT Gıda’dan tedarik ettiğimiz 41 ton ürünün -sorun tespit edildiği için- 30 tonu üretici firmaya iade edilmiştir. Kalan 11 tonla ilgili olarak da yükümlü olmamamıza rağmen inceleme ve test süreci başlatılmıştır. Yapılan incelemede söz konusu ürünlerde Listeria Monocytogenes ve Salmonella bakterileri tespit edilmiştir. (Salmonella ve Listeria monocytogenes yeterli ısıl işlem uygulandığında (pastörizasyon sıcaklığı; 65C 30-40 sn, 75C 10 sn) ölürler. Uygun sıcaklıkta pişirme ve gıdaların hijyenik şekilde muhafaza edilmesi salmonella bulaşmasını engeller.)

Bunun sonucunda söz konusu 11 ton etin imhası için İl Tarım Müdürlüğü’ne haber verilmiş, prosedürlerimiz doğrultusunda 3 gün içerisinde tarafımızca 3 Mayıs 2010 tarihinde Balıkesir’de bir katı atık tesisinde imha ettirilmiştir. İmha tutanağı da İl Tarım Müdürlüğü ile paylaşılmıştır.

Gelişmelerin akabinde 14 Nisan 2010 tarihi itibariyle TT Gıda ile olan işbirliği sona erdirilmiştir. TT Gıda’dan alınan ürünler için de başka bir kurum ile anlaşılmıştır.

Çiğ etin üreticinin sorumluluğunda olduğu bu süreçte Türkiye’deki BRC Sertifikalı ilk lojistik firması Fasdat Gıda iş ortağı olan hiçbir markaya, standartlara uygun olmayan et gönderimi gerçekleştirmemiştir.

15 yıldır Türkiye’nin en büyük restoran zincirlerine et sağlayan Fasdat Gıda, herhangi bir marka için standart dışı ve sağlığı tehdit edecek ürün sağlamamıştır.

Bahse konu olan rapora ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın Fasdat’ta yaptığı tespit sonucunda herhangi bir kusura rastlanmadığına ilişkin düzenlediği 1 Eylül 2010 tarihli raporu da ekte bilgi ve dikkatinize sunarız.

Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi açısından kasıt içeren bu iddiayla ilgili tarafsız gazetecilik anlayışınızla konuyu hassasiyetle değerlendirmenizi rica ederiz.”

BAKANLIK: BİZ DE ETLERİN PEŞİNDEYİZ

Tarım Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı Metin Suerdem, söz konusu gelişmelerin hepsinden haberdar olduğunu belirterek, etlerle ilgili soruşturmanın devam ettiğini söyledi.

Burger King ve Fasdat ile ilgili soruşturmayı tamamladıklarını ve kendileri açısından bir sorun bulunmadığını ifade eden Suerdem, etlerin imha edilmek üzere teslim edildiği ileri sürülen Zeybek Katı Atık firması üzerinde yoğunlaştıklarını belirtti.

Zeybek firmasının etleri imha etmediğinin tesbit edildiğini kaydeden Suerdem, “Köpeklere yedirildiği belirtiliyor. Köpek barınağında yaptığımız incelemede de bu kadar eti köpeklerin yemesinin mümkün olmadığı gördük. Şu anda bütün araştırmamızı bu firma üzerinde yoğunlaştırmış durumdayız. Etlerin akıbetini hem savcılık hem de diğer kurumlar üç koldan yürütüyor” dedi.

Hastalıklı etlerin yeniden piyasaya sürüldüğü yönündeki iddialar için de Suerdem, “Bizim bu konuda bir tesbitimiz yok. İlgili firmalarla ilgili bir araştırmamız da yok. Etlerin akıbetini biz de gerçekten araştırıyoruz” diye konuştu.

BURGER KİNG: BAKANLIK TARAFINDAN AKLANDIK

Konu ile ilgili olarak Burger King’in bağlı olduğu TAB Gıda yetkilisi Aslı Yiğit, her soruşturmadan aklanarak çıktıklarını söyledi.

Kendileri hakkında şikâyette bulunan TT Gıda yetkililerini “intikam almaya çalışmakla” suçlayan Aslı Yiğit, et alımını kestikleri için böyle bir ithamla karşı karşıya bulunduklarını belirtti.

Öte yandan, şirketin bağlı olduğu PR yönetimi, aklandıklarına dair bir belgenin ellerinde olduğunu belirtti. Daha önce söz konusu şirketin etlerinin virüslü olduğunun tesbit edildiğinin vurgulandığı Tarım Bakanlığı raporunun aksine Burger King’te bulunan ve yine Tarım Bakanlığı’na ait 1 Eylül tarihi taşıyan belgede “aklanma” ifadeleri yer aldığı görülüyor. 1 Eylül tarihli Tarım Bakanlığı raporunda Fasdat Gıda Dağıtım’da yapılan testlerle herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı ifade edildi.

SALMONELLA VE LİSTERİA BAKTERİLERİ

Salmonella, insanlarda ishalli hastalığa neden olan bir bakteri grubu. Genellikle, hayvan dışkısı bulaşmış yiyecekler yoluyla yayılıyor. Salmonella’nın birçok farklı tipi var.

Çiğ ya da az pişmiş et, tavuk, yumurta ya da pastörize olmayan sütte bulunabiliyor (pastörize olmayan sütten üretilen ürünler). Ayrıca birçok hayvan kökenli çiğ yiyeceklerde barınıyor, ancak yiyecekleri pişirmek çoğunlukla Salmonella’yı öldürüyor.

Salmonella ile enfekte kişide enfeksiyondan 12-72 saatte ishal, ateş ve karında kramp görülüyor. Hastalık (salmonelloz) çoğunlukla 4-7 gün sürüyor ve hastaların çoğu tedavisiz iyileşiyor.

Ancak bazı kişilerde hastalık, hastaneye yatırılmayı ve antibiyotik kullanmayı gerektirebilecek kadar ağır olabiliyor. Yaşlılar, bebekler ve bağışıklık sistemi zayıflamış kişiler bu grupta yer alıyor.

Listeria bakterisi ise, yeterince hijyenik olmayan veya pastörize edilmemiş gıdalar aracılığıyla bulaşıyor. Yumuşak peynir, dondurma da dahil olmak üzere süt ürünleri, çiğ süt, çiğ ve az pişmiş et, tavuk, deniz ürünleri ve çiğ sebzelerde rastlanıyor.

12-24 saat içinde başlayan, mide bulantısı, kusma, ishal ve ateşle kendini gösteriyor. Özellikle hamileler, bebekler ve bağışıklık sistemi zayıf olan yetişkinlerde kendini daha kuvvetli olarak gösteriyor. Hamile kadınlarda çocuk düşürme ve ölü doğumlara neden olabiliyor.

Alıntı:ntvmsnbc.com




--------------------------------------------------------------------------------------------------------------
SÜT TOZUNDA KANSEROJEN MADDE.... İTHALATI ARTIK SERBEST...


Çiğ Süt Üreticileri ve Tüketicileri Grubu üyeleri "melaminli süt tozu ithalatı" konusuna dikkat çekiyorlar... Grup ABD'de melaminli süt tozu ithalatı yasaklanırken Türkiye'de ithalatın başlamasına tepkili...

Çiğ Süt Üreticileri ve Tüketicileri Grubu'ndan Çapar Kanat süt tozundaki kanserojen madde olan melamine dikkat çekiyor. Kanat bu konuda şunları söylüyor:

"Gidecek, başvuracak merciiler zaman alıyor, bu arada da “atı alan Üsküdar’ı geçiyor”; dolayısıyla tez elden haber veriyoruz ki sütümüze, yoğurdumuza katılmak üzere Melaminli Süt Tozu’na ithalat izni (06.10.2010) çıktı.
Bundan sonra yediğiniz yoğurt, içtiğiniz süt, çocuğunuza aldığınız kurabiye ve hatta çikolatada bizim ürettiğimiz çiğ süt değil, Çin’den veya AB’ den  ithal ve içeriğinde melamin olduğunu bildiğimiz süt tozu olacak.

Nereden mi biliyoruz?
Öncelikle işimiz bu: bizler çiğ süt üreticileriyiz.
Ayrıca AB’ye uyum sürecinde ülkemiz de EFSA adlı gıda kuruluşunun standartlarını benimsedi ve EFSA süt tozunun 1 kilogramında 2 Miligram melamin olmasına müsade etmekte! 

AB’ nin gıda tüzüğü düzenleme kuruluşu EFSA’ nın  benimsediği her düzenlemeyi  Tarım Bakanlığı’mıza bağlı Ulusal Gıda Kodeks Komisyonu da benimsemekte olduğundan AB’ de  süt tozu üretiminde beher kiloda 2 miligram melamin ‘’ kabul edilebilir değer ‘’ olarak görülmektedir. Diğer gıdalardaki diğer katkı maddeleri miktarlarının da ‘’ kabul edilebilir ‘’ değer olarak görülmeleri gibidir. Tüketicilere soran yok!

Peki melamin nedir?
Petrol türevi bir madde olup bildiğimiz tabak yapımında kullanılır. Süte katıldığında sütün içeriğindeki protein oranını göstermeye yarayan bir maddedir.  Melamin kanserojendir.
Dolayısıyla mesele nerede?

Melamin biraz fazla katıldığında sütteki proteini olduğundan yüksek göstermeye yarar: yani adi bir hilenin de aracıdır. Hatırlayacaksınız, 2008 yılında gazetelerde okudunuz, Çin’de 3 bin civarında çocuk melamin katılmış süt tozundan hastalandı ve 6′sı öldü. Gene geçen yaz okudunuz, Çin’de 103 ton melamin katılmış süt tozu yakalandı ve Amerika süt tozu ithalatını bu ülkeden durdurdu. Raflardan ürünler toplatıldı.
Biz ise daha geçen hafta Çin’le fevkalade ticaret koşulları anlaşması imzaladık ve aynı tarihlerde de süt tozu ithalatına izin verdik!
Süt tozu hangi ülkeden ithal edilirse edilsin içindeki melamin miktarı en az kiloda 2 miligram olacaktır. İki ile iki dört eder!

Süt tozu yokluk vakti ya da savaş zamanı askeriye için değerlendirilebilecek bir maddedir ancak “çiğ süt”ün yanında “süt tozu” en hakiki haliyle bile eksik kalır. Gerçek gıda “çiğ süt”tür.
Çiğ sütten yapılmamış yoğurt, çiğ sütten yapılmamış tereyağ… Bunlar gerçek gıda olmayacaktır, eksik gıda olacaktır.
Süt tozu, en hakiki haliyle bile eksik kalırken, melamin katkısı ile “zehir”e dönüşmektedir.
Yoğurdumuzun, sütümüzün, tereyağımızın “zehir”e dönüştürüldüğü bir zamandayız ve biz çiğ süt üreticileri sizleri olanlardan haberdar etmek, uyarmak, seçimlerinize dikkat etmeye teşvik etmek istedik.
Bir süt ya da süt ürününün içeriğinde süt tozu olup olmadığı üzerinde yazmamakta. Bu eksiğin giderilmesine yönelik geçen bahar başlattığımız bir kampanya var. Siz de katılın.
174’ü arayın ve tercih ettiğiniz markanın süt ürününde, örneğin yoğurdunda, süt tozu kullanıp kullanmadığını öğrenmek istediğinizi iletin. Bakalım ne cevap gelecek!
O zamana kadar da ne yapın yapın ama “zehir” tüketmeyin.

EĞER SİZDE TEPKİNİZİ GÖSTERMEK İSTERSENİZ DİLEKÇELER ALTTA:

http://www.bilgiagi.net/tuketicilerin-sut-tozu-dilekceleri/24794/


Alıntı:ntvmsnbc.com ( http://www.ntvmsnbc.com/id/25140182/)






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Her türlü yorumlarınız...