29 Haziran 2020 Pazartesi

Havuz Suyundan Corona Enfeksiyonu (COVID-19) Geçer Mi?

Yaz ayının gelmesi ile hava sıcaklıkları arttı.Okullar kapandı, genç nesil için önemli sınavlar bitti.Şimdi ülkemizin gündemi tatil..Ama nasıl?

Deniz mi tercih edilmeli, camping mi, çadır mı,otel mi,vs..
Öncelikle sadece turizm ile geçimin sağlayan Avrupa ülkeleri  sezonu yeni yeni açarken Türkiye yaklaşık 1 aydır 'Yeni Normal' e uygun olarak turistik işletmeleri açtı.Bizlerinde gözlemlediği bazı değişiklikler var:

-Girişte sıcaklık ölçümü yapılıyor.Tüm tesis çalışanları maske ve siperlik kullanıyor.Girişte sizden covid ile ilgili bir anket formu doldurmanız isteniyor ve odalarınızın temizliği ile ilgili talepleriniz alınıyor.
-Dezenfektan ve maske kullanımı tüm tesislerde yaygın(Ancak dezenfektanların yüzey mi cilt için mi kullanıldığına ve koruma alanlarına bakın; mutlaka virüs sınıfını içeren alkol bazlı dezenfektanlar olmalı).
-Açık büfe yemekleri garsonlar veriyor.Kapalı alanlara girişte sıcaklık ölçümü ve maske verilmesi kuralları uygulanıyor,dezenfeksiyon noktaları mevcut.
-Odalar ve şezlonglar buharlama yöntemi ile dezenfekte ediliyor.
-Her alanda sosyal mesafe uygulanmış.

Ancak bunların dışındaki her şey size kalmış.Çünkü bu salgında bulaş ile ilgili bazı tedbirleri kişi almak zorunda.Her yerde enfeksiyonun devam ettiğini unutmadan hareket etmeli.

Peki Havuzlarda Ne yapmalı?

Öncelikle havuz suyundan bulaşma bilimsel olarak kanıtlanmadı.Virüsün yapısı neme dayanıklı ama sıvıda dayanıklılığı yok.Havuzda sosyal mesafe, duş alma ve genel hijyen kuralları önem kazanıyor:

Dezenfeksiyon, temizlik, filtreleme ve su sirkülasyonunun doğru yapıldığı ve denetlendiği havuzlar tercih edilmelidir.

Çocuklar ve erişkinler için hepatit A aşısı yaptırılmalıdır.

Çocuk ve erişkin havuzları ayrı olmalıdır.

Bezli çocuklar, çocuk havuzuna temiz bezle sokulmalıdır.

Çocuklara havuzu kullanma, tuvalet kullanma eğitimi verilmelidir.

Evcil hayvanlar insanların girdiği havuza alınmamalıdır.

Şezlonglarda temiz havlu kullanılmalı, ortak havlu, terlik, tarak vb. kullanılmamalıdır.
Şezlong havlusu, duş havlusu ayrı olmalıdır.

Havuza girmeden önce ve sonra duş alınmalıdır.
Havuza girmeden ayaklar dezenfekte edilmelidir.

Havuza girerken kulak tıkacı, deniz gözlüğü, bone kullanılmalı; suya atlarken burun kapatılmalıdır.
Havuz suyu yutulmamalıdır.

Ciltte yara, sıyrık varsa bu lezyonlar su geçirmez bantla kapatılarak yüzülmelidir.

İshal şikayeti olanlar havuza girmemelidir.

Deri, saç, ayak mantar enfeksiyonları ve ciltte diğer döküntülü lezyonlar varsa havuza girmemelidir.

Uyuz, bit vb ektoparazit taşıyan kişiler tedavi edilmeden havuza girmemelidir.

Ateşli bir hastalığı olanlar havuza girmemelidir.

Uzun süre havuzda kalınmamalıdır.

Islak mayo ile kalınmamalıdır, kurusu ile değiştirilmelidir.

Havuzda ve ortak kullanım alanlarında yemek yenilmemeli, sigara içilmemelidir.

Eller sık sık sabunla yıkanmalıdır.

Enfeksiyon ve diğer hastalıkları olanlar, hekim kontrolünde olmalı; tedavileri bittikten sonra hekimlerine danışarak havuz kullanmalıdır.

Açık havuzlar tercih edilmeli; havuz ve etrafındaki ortak alanlarda belli mesafe korunmalı, ortak kullanılan alanlarda maske, mesafe, el yıkama tedbirleri alınmalıdır.

Bu önlemler deniz içinde değerlendirilmeli.Özellikle kalabalık olan , rüzgar olan ve aktivite yapılan alanlarda mesafe 2-3 metreye çıkarılmalıdır.

Bu salgından korunmak bizim elimizde ve salgın hala devam ediyor..

Alıntı:pixsavor.com

3 Mart 2020 Salı

COVID-19 (coronavirüs 2019) Rehberi




Veriler anlık olarak https://covidinfo.live/ adresinden izlenebiliyor.

2019 aralık ayında ortaya çıktığından beri milyonlarca kişiye bulaşan  ve binlerce kişiyi öldüren  virüsle ilgili sık yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle sıralanıyor:




COVID-19 ile grip arasındaki benzerlik ve farklılıklar neler?

Grip (influenza) ve COVID-19; bulașma yolları ve klinik belirtiler açısından birbirine benziyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya genelinde yılda 290 – 600 bin kiși grip nedeniyle hayatını kaybediyor. Son iki ayda grip nedeniyle ölenlerin sayısı COVID-19 nedeniyle ölenlerden en az 100 kat daha fazla. Sadece ABD’de bu yıl 26 milyon kiși grip geçirdi ve 250 bin kiși grip nedeniyle hastaneye yattı. 14 bin kiși hayatını kaybetti. Gripte ölüm oranı yüzde 0.05. Bu oran, COVID-19 ile karșılaștırıldığında daha düșük. Bunun nedeni gribe karșı toplumda yüzyıllardır olușan bağıșıklık, grip tedavisinde etkili antiviral ilaçların kullanılması ve gripte akciğer tutulumunun daha az olması.

Bulașma yolları neler?

Șu ana kadar hastalığın bulașma yolunun damlacık yoluyla olduğu bildirildi. Hastayla bir metreden yakın temas, kirli ellerin yüze-göze sürülmesiyle bulașmakta. Virüsün kuluçka süresiyle ilgili bilgiler sınırlı. Virüsle karșılașan kișilerde belirtiler genellikle ilk hafta içinde bașlamakla birlikte bu süre nadiren 27 güne kadar uzayabiliyor. Virüsün dıș ortamda canlı kalma süresi net olarak bilinmiyor.

Çin veya diğer riskli ülkelerden gelen kargolarla hastalık bulașabilir mi?

Genel olarak bu virüsler cansız yüzeylerde kısa süre canlı kalabildiği için paket veya kargoyla bulașma beklenmez. Dünya Sağlık Örgütü’nün de bu konuda kısıtlaması yok. Ancak dıș ortamdan gelen her paket açıldıktan sonra eller yıkanmalı.

Hangi durumlarda COVID-19 enfeksiyonundan șüphelenilmeli?

Ateş ve ani başlangıçlı solunum yolu hastalığı belirtileri (öksürük, solunum sıkıntısı v.b) bulunan kişilerde belirtilerin başlamasından önceki 14 gün içinde Çin’e ve hastalık yayılımımın devam ettiği diğer ülkelere seyahat öyküsü varsa veya kanıtlı/șüpheli COVID-19 hastasıyla teması söz konusuyla hemen diğer kișilerden ayrı bir alana alınmalı, maske kullanması sağlanmalı ve il sağlık müdürlüğüyle iletișime geçilmeli.

Șüpheli hastayla temas durumunda ne yapılmalı?

COVID-19 tanılı veya șüpheli bir kișiyle yakın temas etmiș olanlar, temastan sonraki 14 gün boyunca günde iki kez ateșlerini ölçmeli, öksürük, solunum sıkıntısı, boğaz ağrısı, baș ağrısı, vücut ağrıları, ishal, bulantı, kusma ve burun akıntısı gibi belirtiler açısından kendilerini takip etmeli, belirtiler bașlarsa sağlık görevlilerine bilgi vermeli veya maske kullanarak sağlık kurulușlarına bașvurmalı. Hastayla temas halindeki sağlık çalıșanlarının, aile üyelerinin ve ziyaretçilerin sayısı sınırlanmalı; tüm personel ve ziyaretçiler de dahil olmak üzere hastanın odasına giren tüm kișilerin kaydı tutulmalı. Hastada belirtiler ortadan kalkana kadar bu önlemlere uyulmalı.

COVID-19 teșhisi nasıl konulur?

Son iki hafta içinde COVID-19 hastalığının yayılmaya devam ettiği bir ülke veya bölgeye seyahat etmiș veya COVID-19 tanısı konulmuş kișiyle bir metreden yakın teması olan kișilerde ateș, öksürük, solunum güçlüğü gibi belirtiler bulunması halinde olası COVID-19 ön tanısıyla burun ve boğazdan numune alınarak teșhisi için referans laboratuvarına gönderilir. Kesin tanı moleküler yöntemlerle (PCR) konulmakta.

Klinik özellikleri neler?

Enfeksiyonun yaygın belirtileri ateș, öksürük, nezle benzeri belirtiler ve solunum güçlüğü șeklindedir. Ciddi vakalarda ağır alt solunum yolu enfeksiyonu, solunum yetmezliği, böbrek yetmezliği ve ölüme neden olabilir. Hastaların yüzde 80’inde hastalık hafif seyretmektedir.

Hastalık kimlerde ağır seyretmekte?

COVID-19, ileri yaș ve eșlik eden hastalığı (astım, diyabet, kalp hastalığı gibi) bulunanlarda daha ağır seyrediyor. Bugünkü verilerle hastalık yüzde 10-15 olguda ağır seyrediyor, yaklașık yüzde 2-3 olguda da ölümle sonuçlanıyor.

Yașa göre hastalığın ağırlığı nasıl değișmekte?

80 yașının üzerindeki hastalarda ölüm oranı yüzde 14.8. 70-79 yașları arasındaki hastalarda yüzde 8. 10-40 yaș arasında ölüm oranı yüzde 0.2. 10 yașın altındaki çocuk hastalarda ölüm kaydedilmedi.

COVID-19 için etkili bir tedavi var mı?
Hastalığa özgü olarak geliștirilmiș bir ilaç henüz yok. Hastanın genel durumuna göre destek tedavisi uygulanmakta. Benzer virüslere karșı etkili bazı ilaçların yeni corona virüs üzerinde de etkili olduğunu gösteren çalıșmalar olmakla birlikte özgül tedavi için araștırmalar sürmekte.

COVID-19 için așı var mı?

Hayır, yeni corona virus (SARS CoV-2) için koruyucu etkili bir așı henüz bulunmamakta. Etkili ve güvenli bir așının üretilebilmesi için en az bir buçuk yıla ihtiyaç var.

Korunma önlemleri neler?

Akut solunum yolu enfeksiyonlarının bulașma riskini azaltmak için alınması gereken önlemler COVID-19 için de geçerli:

El temizliğine dikkat edilmeli. Eller en az 20 saniye boyunca sabun ve suyla yıkanmalı, sabun ve suyun olmadığı durumlarda alkol bazlı el antiseptiği kullanılmalı. Antiseptik veya antibakteriyel içeren sabun kullanmaya gerek yoktur, normal sabun yeterli.

Eller yıkanmadan ağız, burun ve gözlerle temas edilmemeli.

Hasta insanlarla temastan kaçınmalı (mümkün ise en az 1 m uzakta bulunulmalı,rüzgar ve diğer etmenlere göre bu mesafe 4 metreye çıkarılmalı).


Sağlık çalışanları dışında tüm bireyler ortak alanlarda ve dış mekanlarda 3 katlı cerrahi maske takmalı, n 95 maske ve türevleri sağlık çalışanları dışında kullanılmamalı..

Hasta insanlarla veya çevreleriyle doğrudan temas ettikten sonra eller yıkanmalı, ortak kullanılan nesneler ve yüzeyler dezenfekte edilmeli, havlu gibi kișisel eșyalar ortak kullanılmamalı.

Hastaların yoğun olarak bulunması nedeniyle mümkün ise sağlık merkezlerine gidilmemeli, sağlık kurulușuna gidilmesi gereken durumlarda diğer hastalarla temas en aza indirilmeli.

Öksürme veya hapșırma sırasında burun ve ağız tek kullanımlık kağıt mendil ile örtülmeli, kağıt mendilin bulunmadığı durumlarda ise dirsek içi kullanılmalı, mümkünse kalabalık yerlere girilmemeli, eğer girmek zorunda kalınıyorsa ağız ve burun kapatılmalı, tıbbi maske kullanılmalı.

Çiğ veya az pișmiș hayvan ürünleri yemekten kaçınılmalı. İyi pișmiș yiyecekler tercih edilmeli.

Seyahat sonrası 14 gün içinde herhangi bir solunum yolu semptomu olursa maske takılarak en yakın sağlık kurulușuna bașvurulmalı, doktora seyahat öyküsü hakkında bilgi verilmeli.



COVID-19 hastalığı evde atlatılabilir mi?

Evet. COVID-19 çoğu kișide nezle veya gribal enfeksiyon gibi geçirilmekte, evde takip edilebilmekte. Salgının önlenmesi için hafif üst solunum yolu belirtileri varlığında mümkün ise sağlık kurulușlarına gidilmemesi, gidilmesi gereken durumlarda mutlaka maske takılması ve diğer hastalarla temasın en aza indirilmesi önemli. Kronik hastalığı olanlar ile 60 yașın üzerindekilerin ise salgın durumunda, hastalıktan korunmak için evde kalmaları, belirtiler bașlaması halinde ise gecikmeden sağlık kurulușlarına bașvurmaları önerilir.

Alıntı:diken.com.tr
resim:listaka.com

17 Şubat 2020 Pazartesi

Kimse Doktor Olmak İstemiyor..

Günümüzün favori mesleği 'kısa yoldan para kazanma' oldu. Eskilerde sorulan “Büyüyünce ne olmak istiyorsun?” sorusuna şimdilerde “doktor, öğretmen, avukat, mühendis…” diye cevap verilmez oldu. Öğrencilerime bunun nedenini sorduğumda, 7 yaşındaki çocuktan “Para yok o işlerde öğretmenim” cevabını alıyorum.
Çocukların verdiği cevap aslında ülkemizin geldiği durumu açıklar nitelikte. Gerçekten de doktor olmak istemiyorlar. Sosyal medyanın kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte gördükleri parıltılı hayatlara ulaşmak istiyorlar. Kahve fotoğrafları paylaşıp binlerce lira kazanmak varken, üniversite sınavında derece yapıp, 6 yıl sancılı bir şekilde tıp fakültesi okuyup, üstüne ayda 10 nöbetle asistanlık yapıp, 2 sene mecburi hizmete gidip, tekrar derece yapıp, yandal yapıp, 2 sene yandal asistanlığı yapıp, 2 sene de onun mecburisine gitmeyi kim ne yapsın?
Üstüne tüm bunları ayda 6 bin 500 TL kazanmak için yapacağını bilmek daha da içler acısı tabii. Tüm bu çileleri çekip insanlara kendini açıklamak zorunda olmak da yıpratıcı. Malum “Doktorlar paraya para demiyorlar” algısını bordronuzu alnınıza yapıştırmadan yıkmak zor.
Bir de gülümseme konusu var tabii. 33-36 saat nöbet tutan bir doktor ertesi gün size nasıl gülümsesin? Ya da günde 100 hasta bakmak zorunda bırakılan doktor sizinle ekstra nasıl ilgilensin? Sizce bu durumun sorumlusu doktorlar mı? 
Kimi insanlar, “6 bin 500 iyi para. İnsanlar asgari ücretle geçiniyorlar” diyor. Hangimiz hayata bu insanlar kadar emek verdik ki? Ya da kim tıp fakültesinde okuma fırsatını onların elinden aldı? Ayrıca bu meslek “geçinmek” için yapılacak bir iş değil. Gecesi gündüzü olmadan çalışılan bu mesleği bir süre sonra kimse “geçinmek” için yapmayacak. Evet bir süre sonra bu yanlış giden düzen patlayacak ve kimse okuyup, emek verip bu safhalara gelmeyi istemeyecek. Nitelikli insanı mumla aramaya başlayacağız. Aslında yine olay bize dokunduğunda bu düzene “dur” diyeceğiz. Kendimizi muayene ettirecek bir doktor bulamadığımızda, "Bu düzen değişmeli" diyeceğiz. Ne diyelim, umarım o noktaya gelmeden şartlar iyileşir...