"Dünyaya gelişinin ilk zamanlarında anneyle bir
bütün halinde olan bebek, babanın direk varlığını hissedemeyebiliyor.
Ancak baba, hem anne hem de bebek üzerinde güçlü bir etkiye sahip.
Babanın desteğini alabilen, baba tarafından sakin ve dingin tutulabilen
anne, bebeğine ve bebeğinin dünyaya gelişiyle kendi yaşamında oluşan
değişimlere karşı daha toleranslı olabiliyor."
Necmiye Doğruer, “Hamilelik süreci ve ardından gelen doğum, bebek ve annenin birlikte paylaştıkları bir dönemdir. Bu süreçte, hatta doğum sonrası süreçlerde babaların varlığını, desteğinin önemini dışarıda bırakmamak gerekir” uyarısında bulunuyor. Oluşan üçgeni iyi tanımanın ve hassas dengeleri kollamanın hem kadının hem de erkeğin işi olduğunu belirten Doğruer, ancak gerek doğum ve gerekse doğumun ardından bebeğin bakımında en büyük yükün kadına ait olduğunu, erkeğe de hem eş hem de baba olarak daha destekleyici bir pozisyon alma görevi kaldığını ifade ediyor.
Babalığın, erkeğin yaşamındaki kişisel kıymeti azalmadığını aksine artırdığını, erkeğin duruşuna yeni anlamlar eklediğini belirten Doğruer, bebeğin babası ve kadının eşi olma göreviyle, erkeğin daha da büyüyüp, güçlendiğinin altını çiziyor ve babalara şu önerilerde bulunuyor:
• Eşinizle birlikte yaşama getirdiğiniz bebeğinizle zaman geçirmekten kaçınmayın.
• Anneliğe alışmaya çalışan eşinizin duygu durumunu yakından takip edin.
• Anne olarak eşinizin, baba olarak sizin yaşadığınız duygusal karmaşaların doğal olduğunu bilmekte fayda var.
• Sizin baba olarak duyduğunuz kaygıların doğal olduğunu bilin ve duygularınızdaki değişimleri korkmadan yaşayın. Doğal seyrinde yaşanabilen duygular zorlu durumlarla daha rahat baş etmenizi sağlar.
• Eş olma rolünüzü babalık rolünüzün önünde tutun.
• Ara sıra yeni oluşan üçgenin dışına çıkın ve eşinizle vakit geçirin.
• Anne olarak doğum sonrası her türlü etkiyle farklı bir duygulanım hattına geçen eşinizin sizden bir parça daha desteğe ihtiyacı olduğunu göz ardı etmeyin.
• İlk başta oldukça zorlayıcı koşullar yaşansa da yaşamda oldukça güçlü ve kıymetli bir değişim yaşadığınızı bilin.
• Baş edemediğiniz düzeyde bir durum yaşanıyorsa eşinizle birlikte destek almaktan çekinmeyin.
Bu
tespitler Psikolojik Danışman Necmiye Doğruer'e ait. Bu önemli süreci
başarıyla yürütmeleri için babalara önerilerde bulunan Doğruer,
öncelikle doğum sonrası depresyonuna değiniyor.
Doğum
sonrası depresyonunun, etkileri farklı olsa da sık karşılaşılabilen bir
durum olduğunu belirten Doğruer, sadece anne değil, tüm aile üzerinde
büyük etkisi olan bu durumun bazen ilişkilerde zorlayıcı bir hale
gelebildiğini ifade ediyor.
Necmiye Doğruer, doğum sonrası depresyonun
yarattığı etkiyle, anne ve baba rolüne alışmaya çalışan çiftin arasında
ayrılık oluşabildiğini vurguluyor. “Bu süreçte erkeğin de zorlandığını
unutmamakla birlikte kadının zorlandığı koşulların daha sarsıcı olduğu
bir gerçektir” diyen Doğruer, eşi tarafından verilen duygusal destek ve
kollayıcı, kapsayıcı duruşun, kadının annelik serüvenindeki bu zorlu
etabı kolaylıkla aşmasında en büyük destek olduğunun altını çiziyor.
“Babanın
destekleyici tavrı hem anne için hem de bebek için oldukça kıymetlidir”
diyen Doğruer, “Eşiyle sakinleşen ve duygusal olarak kollanan anne,
doğum sonrası depresyonunu daha kolay atlatabilir, bebek için daha
duyarlı ve tamamlayıcı bir anne olur. Bu anlamda babanın varlığı daha da
anlam kazanır” şeklinde konuşuyor.
BABAYI DIŞARIDA BIRAKMAMAK GEREKİR
Necmiye Doğruer, “Hamilelik süreci ve ardından gelen doğum, bebek ve annenin birlikte paylaştıkları bir dönemdir. Bu süreçte, hatta doğum sonrası süreçlerde babaların varlığını, desteğinin önemini dışarıda bırakmamak gerekir” uyarısında bulunuyor. Oluşan üçgeni iyi tanımanın ve hassas dengeleri kollamanın hem kadının hem de erkeğin işi olduğunu belirten Doğruer, ancak gerek doğum ve gerekse doğumun ardından bebeğin bakımında en büyük yükün kadına ait olduğunu, erkeğe de hem eş hem de baba olarak daha destekleyici bir pozisyon alma görevi kaldığını ifade ediyor.
BABA OLMAK ERKEĞİ GÜÇLENDİRİR
Babalığın, erkeğin yaşamındaki kişisel kıymeti azalmadığını aksine artırdığını, erkeğin duruşuna yeni anlamlar eklediğini belirten Doğruer, bebeğin babası ve kadının eşi olma göreviyle, erkeğin daha da büyüyüp, güçlendiğinin altını çiziyor ve babalara şu önerilerde bulunuyor:
• Eşinizle birlikte yaşama getirdiğiniz bebeğinizle zaman geçirmekten kaçınmayın.
• Anneliğe alışmaya çalışan eşinizin duygu durumunu yakından takip edin.
• Anne olarak eşinizin, baba olarak sizin yaşadığınız duygusal karmaşaların doğal olduğunu bilmekte fayda var.
• Sizin baba olarak duyduğunuz kaygıların doğal olduğunu bilin ve duygularınızdaki değişimleri korkmadan yaşayın. Doğal seyrinde yaşanabilen duygular zorlu durumlarla daha rahat baş etmenizi sağlar.
• Eş olma rolünüzü babalık rolünüzün önünde tutun.
• Ara sıra yeni oluşan üçgenin dışına çıkın ve eşinizle vakit geçirin.
• Anne olarak doğum sonrası her türlü etkiyle farklı bir duygulanım hattına geçen eşinizin sizden bir parça daha desteğe ihtiyacı olduğunu göz ardı etmeyin.
• İlk başta oldukça zorlayıcı koşullar yaşansa da yaşamda oldukça güçlü ve kıymetli bir değişim yaşadığınızı bilin.
• Baş edemediğiniz düzeyde bir durum yaşanıyorsa eşinizle birlikte destek almaktan çekinmeyin.
Bir
annenin, hem kendisi hem de bebeği için destek alabileceği en kıymetli
kişinin eşi olduğunu belirten Doğruer, “yarı ebeveyn olan baba, hem
dünyaya gelen bebeği hem de eşi için önemlidir” diyor.
Alıntı : ntvmsnbc.com