25 Eylül 2009 Cuma

Gündemdeki Tam Süre Çalışma Doğru Mu?

Yakında Tam Süre Yasası’nın Meclis gündemine gelmesi bekleniyor(Ekim ayı içinde görüşmelerin başlaması öngörülüyor).
Artık hekimler ya kamu hastanelerinde ya da özel’ de çalışacaklar. Tam Süre çalışma hekimlerin çalışma sisteminde köklü bir değişimdir. Ülkemiz tarihinde de 3 kez denenmiştir.
İlk tam süre 1965 tarihinde 1976 sayılı askeri hekimlerin Tam Süre Çalışmalarını Öngören bir kanunla, çıkmış ve askeri hekimler muayenehanelerini kapatıp tazminat almışlardır. İkincisi; 1965 yılında 641 sayılı kanunla Sosyal Sigortalar Kurumu hekimleri için çıkarılan Tam Süre Kanunu’dur. Hastane hekimleri istedikleri takdirde tam süre çalışmayı kabul edip muayenehanelerini kapatıyorlar ve 2500 TL tavan ücretli tazminat alıyorlardı. Zorunlu değildi. Her iki düzenleme de yüksek enflasyon, sabit tazminat ücreti, emekliliğe yansımaması gibi nedenlerle hekimlerin kısa zamanda desteğini yitirmiştir. Üçüncüsü ve asıl köklü olan yasa ise 1978 Tam Süre Yasa’sıdır. Zorunludur. Tazminatlar “en yüksek devlet memuru maaşı üzerinden” ödenmesi ön görülmüştür. Hekimlerin az bulunduğu kırsal yörelerin ve mahrumiyet bölgelerinin cazip hale getirilmesi için tazminatlar buralarda yüksek tutulmuştur. Başta Türk Tabipleri Birliği olmak üzere geniş kesimlerin desteğini almıştı. Yasa çıktı. Sadece Ankara ve İstanbul Üniversiteleri Yasa’nın iptali için başvurmuş, Anayasa Mahkemesi 17 Kasım 1978’ de Tam Süre Çalışma Yasasını Anayasa’ ya aykırı bulmadı. 1978 Tam Süre Yasası ile tüm yurtta pratisyen hekim kadroları dolmuştur. 3 büyük il’ de %10, diğer il’lerde % 30 uzman hekim ayrılmıştır. Ayrılanların çoğu da 25 yılını doldurmuş hekimlerdir. Yasa’nın uygulanmaya başlamasının ilk gününden itibaren sorunlar çıkmaya başlamıştır. Tazminatlar en yüksek devlet memuru maaşı üzerinden ödenmesi gerekirken, ödenmemiştir. Sayıştay kararları Tam Süre’yi sıkıntıya sokmuştur. Yasa’nın altında imzası bulunan Maliye, Milli Savunma, Çalışma Bakanlıkları tarafından destek görmemiş, eleştirilere uğramıştır. Yüksek enflasyon ise tazminatları çekici olmaktan çıkartmıştır. Yasa’nın uygulanması denetimi yapılamamıştır. Ve 2,5 yıl içinde Tam Süre Yası iptal edilmiştir.

Hazırlanan Tasarıda Neler Var?

Şimdi bu 3 girişim yaşanmışken tekrar Tam Süre çalışma gündemde. Hazırlanan Tasarının önemli noktalarını özetleyecek olursak; *Sağlık Bakanlığı, Üniversiteler ile tüm Kamu Sağlık Kuruluşlarında çalışan hekimlerin kamu sağlık kuruluşları dışında çalışmaları yasaklanmaktadır. *Üniversitelerde öğretim üyelerinin özel hasta muayeneleri ortadan kaldırılmaktadır. *Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bağlı hekimler kapsam dışıdır. Yani özel çalışabileceklerdir. * Muayenehane hekimi SGK ile anlaşmalı özel hastane ve tıp merkezlerinde çalışması, hasta takibi, ameliyat yapması yasaklanmaktadır. * Tam Süre çalışanlara getirilecek ücret iyileştirmelerinin esas olarak döner sermaye ve performans ödemeleri oluşturacaktır. Haftalık çalışma süresi 40 saat olarak belirlenmişse de Taslakta hekimlerin normal mesaileri dışında; "nöbet" "icap nöbeti", "mesai dışı çalışma", vb. adlar altında ne kadar süre ile fazla çalıştırılabileceği konusunda her hangi bir üst sınır getirilmemektedir. Türkiye de yabancı uyruklu hekimlerin çalıştırılabilmesi için vatandaşlık koşulu kaldırılmaktadır. Buna karşın, dil bilgisi, bilgi beceri düzeyine yönelik herhangi bir düzenlemeye yer verilmemektedir. İşyeri hekimliği uygulamasına yeni bir düzenleme getirilecektir.

Sonsöz

Yapılmak istenenlere toplu bir şekilde bakılırsa hekimler “kapıkulu” yapılmak istenmektedir. Tamamen katı bir merkeziyetçilik altında yürütülen sağlık hizmetlerimizde hekimlerin “eli kolu bağlı” hale getirilmektedir. Ücretlerde bir iyileştirme yapılıyormuş gibi gösterilse de, ücretlerin devamlılığının hiçbir garantisi yoktur ve alınan tazminatlar emekliliğe yansıtılmamaktadır. Tayin, nakil, atama ve yükselmelerde Yüksek Hekimler Kurulu gibi adil bir sistem getirilmeden hekimler, bu uygulamaları kabullenmeyeceklerdir. Başta tıp fakülteleri olmak üzere hastanelerden ayrılmalar başlayacaktır. Bunun alternatifi Hekim İthali olamaz. Daha önemlisi ücretlerin pazarlığı yapılmadığı, kısaca etkin bir toplu sözleşmeli sendikal hakların olmadığı bir ortamda, bu düzenlemenin ömrü, diğerleri gibi kısa olacaktır.
( BU YAZI SAĞLIĞIN SESİ GAZETESİ MAYIS 2009 SAYISINDA YAYIMLANMIŞTIR.)