15 Mart 2010 Pazartesi

ALINTIDIR

Medimagazin.com'dan alınmıştır....

Bugün 14 mart 2010 Pazar.

Sabah 06:00 da hemşirem bir hastamın fenalaştığını söyleyince üzerimi giyinip arabama atladım ve hastaneye gittim. Hastamı rahatlattıktan sonra da servisteki yaklaşık 20 hastamın da vizitini yaptım. Aşağıda yoğun bakımdaki hastama bakarken hemşire hanım “bugün çok erkencisiniz doktor bey” dedi. Temizlik işçisi araya girdi. “Doktorum her zaman böyle erken gelir” deyince hemşire hanım “evet, ama bugün daha erkencisiniz” dedi. “Öyle” dedim, “bir hastam fenalaştı da”..Sözü daha fazla uzatmadan çıktım. Biraz durgundum. Çünkü birazdan muayenehaneme gidecek ve eşyalarıma son kez bakıp hamallara teslim edecektim. Evet 14 mart Tıp bayramında.

Hayallerimin ….. Taaa lisede başlamıştı hayalim. Varoşlarda bir gecekonduda büyüdüm ben. İlk, orta ve Lise eğitimimi hep varoş okullarında okudum. Lisedeyken şehrin en işlek ve doktorların en çok olduğu caddede “bir gün ben de doktor olacağım, buraya muayenehane açacağım” demiştim. Hatta saf çocukluk aklım “Cuma günleri de fakirleri ücretsiz muayene edeceğim” demiştim arkadaşa. Parlak bir öğrenciydim. Niçin olmasındı. Bizim mahalleden de bir doktor neden çıkmasındı. Okulumu birincilikle bitirmiştim. Ve ÖYS sonucu. Sabah erkenden aldığım gazeteden öğrendim. İstanbulun en iyi okulunda TIP okuyacaktım. İşte İstanbul. Hayalerimin gerçeğe dönüşeceği yer. Uzun bir eğitim çok güzel geçti. Sonra mecburi hizmet ve Tekrar İstanbul’da Uzmanlık eğitimi. Uzman olunca Lisede ki hayalimin peşine düştüm hocalarımdan birinin kal demesine rağmen. Memlekete çıkmıştı tayinim. 1 ay olmadan muayenehane açma çalışmalarına başladım. Tesadüfün bu kadarı olmaz dedirten cinsinden ilk muayenehanemi yıllar önce hayal kurduğum yolun karşı tarafında açtım. Evet hayallerim gerçek olmuştu. Kısa sürede kendimi ispatladım. Hiç beklemediğim bir ilgiyle karşılaşmıştım. Etik olmaya çalışıyordum. Hatta bir arkadaş “ya oğlum ne yapıyorsun hastanede hastalara bu kadar iyi davranırsan muayenehanene gelmezler diye uyarmıştı”. Ben de “ne diyorsun? Sen onlara iyi bak çevresindekiler gelir” demiştim. Yıllarca bu şekilde çalıştım. İlk geldiğimde 6 yıllık doktor olmama rağmen sadece Doğan marka bir arabam vardı. Onun da yarısını babam vermişti. Sonra zengin mahallesinde ev aldım, arabamı yeniledim. Çok şükür çocuklarımı okutuyorum. Cuma günü ücretsiz hasta bakma işini yapamadım ama öğrencilere burs veriyordum. Muayenehaneme gelen hastalar da ne verirse…

Yıllar geçti. Hakikaten huzur vardı. Umut vardı. Sevinç vardı. Gelecek kaygısı yoktu. Velhasıl güzel günlerdi.

Ve birgün. Birgün birileri çıkıp sen yanlış yapıyorsun. Senin yaptığın doğru değil dediler. Ne demek yanlış yapıyorsun. Yapan ben değilim ki, yanlış yapanların peşine düş kardeşim. Ben kanuni olarak, etik bir şekilde, vergimi de vererek, hastanede de en fazla çalışıp ordan kazandığımı da hak ederek çalışıyorum dedikse de kimseye dinletemedik. Yazılar yazdık, görüşmeler yaptık. Ama olmadı. Yeni sisteme geçiliyordu. Ve orda bize yer yoktu. Sağlık olsun.


Biz de bu kadar olumsuzluklara rağmen bugünlere kadar gelebildik. Radikal bir kararla da 5 ayı beklemeden kapatma kararı aldım. Çok kimse kapatmasaydın dedilerse de vazgeçmedim.

Saat 08:00. Muayenehaneme gittim. Arkadaşlar gelmişlerdi. Tek tek eşyaları taşırken hayallerimin, umutlarımın da taşındığını hissettim. Çok duygulandım. Öyle ya az çalışmamıştım burayı geliştirmek, belli bir yere getirmek için. İkinci evim olmuştu adeta. Neyse, eşyaları yükledik. Annemlerin gecekondu mahallesindeki evlerinde boş bir oda vardı. Eşyaları oraya taşıdık. Ağabeyim masa ve hasta sandelyelerini yeni açtığı işyerine götürdü. Muayene masası ve diğer eşyalar annemlere. Annemlerde bir hüzün. Herkes beni teselli etmeye çalışıyor. Halbuki ben gayet iyiydim. Hatta rahatladım bile denebilir. Ancak en komik mesaj 4-6 yaşındaki yiğenlerimden geldi. Sabah erkenden boş odaya girip ellerini havaya kaldırıp H.. istifa , H… İstifa şeklinde protesto gösterisi yapmışlar. İnanın akıl veren de yoktu. Sadece amcalarının muayenehaneyi kapatıp eşyaları eve getireceğini öğrenmişlerdi. Kardeşim bunu söyleyince, gülme krizi tuttu.

Haa bu arada kasayı da zengin mahallesindeki evime bıraktım. Malum 5-6 ay sonra Tam Gün resmen başlıyor.

Bugün 14 mart tıp bayramı.

Ancak arabayla eve gelirken aklıma nerden geldiyse şu dizeler:YiğitlerBir yiğit vardı gömdüler şu karşı bayıra...Arkadan kefenini, gömleğini soydular. "Aman kalkar!" deyip üstüne taşlar koydular, Bir yiğit vardı; gömdüler şu karşı bayıra.
14 Mart Tıp Bayramınız Kutlu Olsun
Dr.D.Ş.