10 Temmuz 2010 Cumartesi

TAMGÜNE HUKUKÇU BİR DOKTORUN BAKIŞI

Dr.Erkin Göçmen:TTB tamgün davasında hekimleri yanılttı!


Doktor Aktüel, Tam Gün Davasının son durumu hakkında hukukçu ve hekim Erkin Göçmen’le son durumu değerlendirdi.
Sayın Göçmen, Anayasa Mahkemesi çevrelerinden aldığımız haberlere göre bir aksilik olmazsa Tam Gün Davası bu hafta sonuçlanacak. Kuşkusuz sonucu önceden kestirmek zor. Deneyimleriniz ışığında sizce dava nasıl sonuçlanacak?
Ben, Mahkemeden kamuda çalışan hekimlere serbest çalışma hakkı tanıyacak bir karar çıkacağını sanmıyorum. Zaten Davada Sağlık Bakanlığı doktorlarının serbest çalışmasına ilişkin bir talepte bulunulmadı. Sadece üniversiteler için böyle bir talepte bulunuldu.
Ama bu böyle bilinmiyor?
Doğru. Maalesef bu konuda Tabipleri Birliği hekimleri yanılttı. Gerçek durumu gizledi. Hala da gizliyor. Gerçekte Dava, TTB raporu üzerine Anamuhalefet Partisince açıldı. Ancak TTB raporunda Sağlık Bakanlığı değil üniversite mensuplarının hakları savunuldu.
Üniversiteler için iptal gelirse Sağlık Bakanlığı mensupları ne yapacak.
Bu kişiler için artık bireysel hak arayışları başlayacak. Bunlar da çeşitli yollarla kendi durumlarını Anayasa Mahkemesine taşımaya çalışacak. Ancak bu yol oldukça meşakkatli.
Peki diğer hükümlere ilişkin öngörüleriniz neler?
Kanunun özel sektörde SGK ile sözleşmeli kurumlarda çalışan doktorun SGK ile sözleşmesi olmayan bir kurumda çalışmasına yasak getiren hükmüyle, telif haklarının döner sermayeye aktarılmasına ilişkin hükmünün ve malpraktis sigorta primlerinin yarısının doktordan alınmasına ilişkin hükmünün iptal edileceğini düşünüyorum. Diğer hükümler büyük bir olasılıkla iptal edilmeyecek.
Bu konuda Anayasa Mahkemesinin yıllar önce verdiği bir karar vardı. Bunda durum neydi?
O zamanlar üniversiteler Anayasa Mahkemesine dava açabiliyordu. 1978 Kanununda üniversiteler kendi mensupları için part time hakkı talep etmişlerdi. Ancak bu talep reddedilmişti.

Aynı zamanda hekim olan hukukçu Dr.Erkin Göçmen'in yoğun gündem arasında kaybolan ve bu konudaki uyarılarını içeren yazısını yayınlıyoruz:

SAĞLIK BAKANLIĞINDAKİ HEKİMLERİN TAM GÜN DAVASINDAKİ DURUMU

Erkin Göçmen (Tıp Doktoru-Hukukçu)

Tam Gün Kanununun iptaline ilişkin olarak Anayasa Mahkemesinde açılan davanın, üniversiteler haricinde çalışan kamu görevlisi hekimleri kapsamayacağına dair görüşümüz üzerine çok sayıda telefon ve email aldık. Bunların önemli bir kısmında bundan sonra hukuken neler yapılabileceği soruluyordu. Sorulardan bir kısmında ise Kanunun 7 nci maddesinin de iptalinin istendiği ve bu madde iptal edilirse, Sağlık Bakanlığında çalışan hekimlerin de serbest çalışma hakkına kavuşup kavuşamayacağı hususu merak ediliyordu.

Öncelikle şunu belirtmemiz gerekiyor: Anamuhalefet Partisi tarafından açılan davada, açıkça, “sadece üniversitelerde çalışan kamu görevlisi hekimler için serbest çalışma hakkı talep ediyorum” gibi bir ifade bulunmuyor. Tam Gün Kanunu ile beş kanunda değişiklik yapıldı. Bir kanun da tamamen yürürlükten kaldırıldı. Sorun bu kaldırılan ve değiştirilen kanunlar arasındaki karmaşık ilişkiden kaynaklanıyor.

Durumu sırayla izah edersek:
1) Sağlık Bakanlığına bağlı kuruluşlarda görevli hekimler 657 sayılı Kanuna tabi olarak çalışmaktadırlar.

2) 657 Sayılı Kanunun 28 inci maddesine göre, memurlar tacir sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamaz, ticaret ve sanayi müesseselerinde görev alamaz, ticari mümessil veya ticari vekil olamazlar.

3) Bu hükme göre sadece hekimler değil, 657’li hemşireler, ebeler, eczacılar, fizyoterapistler vb. diğer sağlık görevlileri de serbest çalışamaz. Bunun için ayrıca bir özel kanunla bu hükmün bertaraf edilmesi gerekir. Örneğin, Kimya Mühendisliği Kanununa göre, devlet görevlisi kimya mühendisleri mesai saatleri dışında serbest çalışabilir. Bu hükme göre 657 sayılı Kanuna göre çalışan bir kimya mühendisi, mesai saatleri dışında kendi işinde çalışabilmektedir.

4) 1980 yılında çıkan 2368 sayılı Sağlık Personelinin Tazminat ve Çalışma Esaslarına Dair Kanunda aynı hak sağlık personeline de verilmiştir. Bu Kanunun 4 üncü maddesine göre, özel kanunlarına göre mesleğini serbest olarak icra etme hakkına sahip sağlık personeli mesai saatleri dışında serbest olarak çalışabilmektedir.

5) Ancak Tam Gün Kanunuun 19 uncu maddesinin (a) bendi ile 2368 sayılı Kanun da yürürlükten kaldırıldı. Bundan sonra 657 sayılı Kanuna tabi olarak çalışan sağlık personelinin serbest çalışma hakkı olmayacak (1 Ağustos 2010’dan itibaren geçerli olacak).

6) Şimdi Anayasa Mahkemesindeki davaya dönelim. Davada, öğretim üyelerinin devamlı statüde görev yapma zorunluluğuna ilişkin 3 üncü maddenin iptali istendi. Eğer bu madde iptal edilirse, önceki hüküm geçerlilik kazanacak yani eskiden olduğu gibi, doçent ve profesör hekimler isterlerse kısmi statüde görev yapabilecekler. Fakat bu hüküm Sağlık Bakanlığında çalışan doçent ve profesörleri yine etkilemeyecek. Çünkü bunlarda YÖK Kanununa göre değil 657 sayılı Kanuna göre çalışmaktadırlar.

7) Bu arada Kanunun 7 nci maddesinde yer alan “Tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar,aşağıdaki bentlerden yalnızca birindeki sağlık kurum ve kuruluşlarında mesleklerini icra edebilir”, hükmündeki“aşağıdaki bentlerden yalnızca birinde” ibaresinin de iptali istendi.

8) Kanaatimizce bu ibare iptal edilecek. Ancak bu durumda da yine 657’lilerin serbest çalışma hakkı olmayacak. Zira, yukarıda sözünü ettiğimiz 28 inci maddedeki yasak hala yürürlükte olacak. Eğer 7 nci maddedeki bu ibare iptal edilirse SGK ile sözleşmeli özel hastanede çalışan bir hekim aynı zamanda muayenehanesinde veya SGK ile sözleşmesi bulunmayan bir özel hastanede de çalışabilecek. Ancak bir hekim hem Sağlık Bakanlığı hastanesinde hem de özel hastanede görev yapamayacak.

9) Bu hükmün iptali geniş yorumlanarak, 657 sayılı Kanuna tabi çalışanlara serbest çalışma hakkı doğduğu iddia edilemez. O zaman diğer sağlık çalışanları için “yalnızca birinde” gibi bir yasak bulunmuyor. Bu yasak yoksa mevcut duruma göre bir eczacı, hemşire, ebe veya fizyoterapist serbest çalışabilmeli. Oysa böyle bir uygulama yapılamıyor. Çünkü burada asıl yasak 657 sayılı Kanunun 28 inci maddesinde. Bu madde ise yerli yerinde duruyor.

10) Bu sebeple Sağlık Bakanlığı görevlisi hekimlerin serbest çalışma hakkı için, 2368 sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran hükmün de iptali istenmeliydi. Maalesef bu istenmemiştir. Sorun bundan kaynaklanmaktadır. Ancak demokraside çare tükenmez. Kuşkusuz başka hukuki çözümler vardır.


ALINTIDIR