14 Ocak 2013 Pazartesi

Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi'nde Kur'an Kursu...

Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi’nde bazı çalışanların talebi üzerine bir “sosyal etkinlik” olarak Kuran kursu açılmıştır.
Bunun üzerine hastane yöneticisi sayın Op.Dr.Ali Kasap ile görüşülmüş ve bu uygulamanın bir kamu kurumunda gerçekleştirilmesinin uygun olmayacağı görüşü paylaşılarak, vazgeçilmesi talep edilmiştir. Ancak şu ana kadar durumda bir değişiklik olmadığı gibi uygulamayı savunan demeçler verilmiştir.
Ülkemizde eğitim başta olmak üzere kamusal alanın dinselleştirilmesi çabaları olduğu su götürmez bir gerçektir. Yaşanan durum, “sırada kamu hastaneleri mi var?” sorusunu akla getirmektedir.
Öncelikle şunu belirtmekte büyük yarar vardır; Türkiye Cumhuriyeti birçok niteliklerinin yanında “ laik”  bir devlettir. Ve bu ilkenin en çok geçerli olduğu ortam ise devletin en önemli yüzü olan “ kamudur”.
Hastanelerimiz ise 24 saat “ kamu hizmeti veren kurumlardır”.
Kuran kursu bir sosyal faaliyet derecesine indirgenemez. Bu, en başta, kutsal din duyguları ve inançlarla ilgili olarak birçok  tartışmanın kapısını açar. İnançlar kişilere özgüdür ve onların özel alanına aittir.  Kuran öğrenmek, tahta boyamak, ebru yapmak, halk oyunları oynamak ya da saz çalmak gibi bir etkinlik değildir, aralarına eşit işareti konulamaz.
Doğaldır ki her insanın inanç özgürlüğü vardır. İstediği takdirde dinini öğrenmek hakkıdır. Bu, temel bir insan hakkı olup, Anayasa’mızca da koruma altına alınmıştır.
İsteyen herkes buna uygun ortamı bulacak olanaklara bol miktarda sahiptir. Her işin kendine uygun ortamı ve yeri vardır.
Ancak bunun yeri bir kamu kuruluşu olamaz ve olmamalıdır. Eğer bu uygulama böyle giderse inanmayanlar ya da şu ya da buna inananlar; şu ya da bu ideolojiye inananlar aynı hakkı talep edebilirler. Doğal olarak bunun da bir hak olarak kabulü gerekir.  Böylesine uygulamalar kabul edilirse ortaya çıkacak akıl almaz tabloyu herkesin değerlendirmesine sunmak isteriz.
Bu durum aynı zamanda çalışanlar arasında ciddi bölünmelere yol açacaktır. Kursa gidenler, kursa gitmeyenler; başını örtenler, başını örtmeyenler gibi birçok ayrılıklar gelişecektir. Hastane yöneticileri ise inanç ve ideolojilerine göre bazı çalışanları kollayıp koruyacak, diğerlerine ise en azından mesafeli duracaklardır. Hatta bizzat bazı yöneticiler bu türden eğilimleri ve uygulamaları teşvik edeceklerdir.
Nitekim hastane yöneticisi  Op.Dr. Ali Kasap’ın Hürriyet gazetesinde yayınlanan ve “kursa gidenler için “Bunlar ince ruhlu, kibar, hastalara iyi davranan insanlar. Bunları şikayet edenlerse fevkalade kavgacı, hırçın insanlar” şeklindeki demeci tehlikenin boyutunu göstermesi açısından son derecede uyarıcıdır.
Bu açık ve çok tehlikeli bir ayrımcılıktır !
Sağlık çalışanlarının içinde bulunduğu mutsuz ortam ortadadır. Sağlık Bakanlığı’nın uyguladığı politikalar tüm sağlık çalışanlarında aşırı bir gerilim yaratmıştır. Aşırı işyükü, düşük ücretler, gelecek kaygısı, işgüvencesinin ortadan kaldırılma çabaları, resen tayinler, artık bir eziyete dönmüş olan  geçici görevlendirilmeler, yönetici baskıları, taraftar sendikaya geç baskıları ve tehditler, sıradanlaşan şiddet vb. meslekten soğumaya, kamudan kaçışa yol açmaktadır. Bunun yanısıra liyakat, birikim, bilgi ve becerinin yerini alan hükümetten yana olma, yandaşlık hali ciddi olarak tepkilere yol açmaktadır.
Sağlık çalışanlarının bu tepkilerini yapay ayrımlar yaratarak soğutmak ve başka alanlara yönlendirmek de bir yönetici niteliği olsa gerektir. Meslekler arası, aynı meslek içi, kurumlar arasında yaratılan bölünmeler ve rekabet asıl sorunları örtmenin perdesi olmaktadır.
Her görüş ya da inançtan tüm sağlık çalışanlarının sorunları ortaktır. Hep birlikte sağlık hizmeti üretiyoruz. Yapay ayrımlar yaratarak bizleri bölme ve dikkatimizi temel konulardan uzaklaştırmaya neden olacak uygulamalara karşı uyanık olmalıyız ve olacağız.
Uygun ve insanca çalışma koşulları, iş ve can güvencesi, emeğimize uygun ücret mücadelesinde birleşeceğiz ve haklarımızı alacağız.
Sağlık Bakanlığı’nı, Kamu Hastane Birliği Genel Sekreterini ve hastane yöneticisini uyarıyoruz ve bu uygulamanın biran önce sonlandırılmasını talep ediyoruz.
İZMİR TABİP ODASI
HERKES İÇİN ACİL SAĞLIK DERNEĞİGENEL SAĞLIK İŞ SENDİKASI İZMİR ŞUBESİ

Alıntı:izmirtabip.org.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Her türlü yorumlarınız...